Son oynadığımız Boluspor maçında yediğimiz gol yüzünden, bu hafta çıkacağımız maçta omzumuzda daha çok yük olacağını söylemek için matematik dehası olmaya gerek yok. Bandırma'nın da yenmesiyle alt grupta 4 takım kalakaldık. Elazığ maçı herkesin yazdığı gibi "Sezonun maçı" ya da "Final maçı" filan değil. Evet, önemli maç ama kaybedilirse dünyanın sonu değil, kazanılırsa da yolun sonu değil. 
İÇİNİZ RAHAT OLSUN
Ben her defasında söyledim; Bu takım düşmez. Ben sezon başında da söylüyordum, şimdi de hala eminim. Mersin, Samsun, Antep, Elazığ 4'lüsü düşmeye oynar. Bizim şanssızca puan kaybettiğimizi söylememiz gerek. Samsun maçında kaçırdığımız pozisyonlar, Bolu maçında yediğimiz gol, Pote'nin son saniye kazığı, Bakaki'nin Altınordu'ya atacağı yüzde 800'lük golü atmaması, Sivas'ın biz uyanmadan attığı goller derken şimdi arkamıza bakıyorum da, bizim burada olmamızın tek sebebi anlık, bireysel konsantrasyon eksikliği. Minimum 8 puandan bahsediyorum burada. O puanları da eklesen zaten sen Play-Off konuşmasının içerisindesin. Yani içiniz rahat olsun, biz 17 haftalık periyodda en kötü orta sıraları buluruz. Lig bir maraton diye boşuna konuşulmuyor. Baştan sprint atan takımları görüyoruz; Antep dan dan dan geldi, Play-Off filan yürürken, pil bitti, 5 maç ard arda mağlup. Altınordu "Uçuyor, kaçıyor, Dünya'nın en iyi altyapısı" filan dendi, 5 hafta kazanamadı, şimdi onlar da küme düşmemeye oynayacak; Yazın kenara. Öyle "Sizi bu takımda istemiyorum, alt yapıyla çıkarım." havalarıyla esen deli bir başkanla, çok nefes alamaz Altınordu ama puan tablosunda biraz yukarıda olduğu için bu 4'lünün içine koymadım onları, onun da sırası gelecek 5 haftaya. 
OYUNCU SEÇİMİNDE İŞLER KARIŞIK
Kısaca biz sağı solu bırakır, işimize bakarsak sıkıntı yok. Elazığ maçına gelelim, önemli maç. Kadro seçimi kadar, hocanın da oynatacağı oyun önemli. Elazığ'ın zemininin durumu bile oyunumuzu çok etkiler. Hoca eminim Galatasaray maçını izlemiştir. Elazığ asların yarısıyla çıktı kupaya, bu maçın onları çok etkileyeceğini sanmıyorum, altyapıyla hazırlık kıvamında oynadılar zaten. Ondan dolayı yorgun bir ekip beklemek hayal olur. Deplasmanda oynasalar haydi neyse ama içeridelerdi. Hocanın 4-3-3'ü bozma gibi bir lüksü yok ama yapacağı değişiklikleri merak ediyorum. Şimdi elinde Mikic var, mecburen getirilen bir Mikic, oynama garantisi almadan gelmez. Yönetimin hocanın elini zorlayıp Mikic'i ilk 11'e koyduracağı aşikar. Şahsen kadro tercihinde bulunacak olursam; Kalede İsmail, solda Emre, stoperde Erman, Dimov, sağ bekte Sercan, orta saha Hakan, Savaş, Metin, hücumda Gökhan, Bahattin, Ozan. Yani tek değişiklik stoperde Ümit Yasin'in yerine Erman girmesi. Hocanın yapacağını tahmin ettiğim kadro da şu: İsmail, Emre, Ümit, Dimov, Mikic, Umut, Metin, Savaş, Gökhan, Bahattin, İsmail. Yabancı olmanın olayı bu, ismin oynuyor. Mikic değil de Mirsat olsa oynamaz, Dimov değil de Deniz olsa oynamaz(En azından son maç performansıyla). Nokta. İstatistiki ve oyun anlamında bakacağız; Erman'la takım savunmada daha rahat, Sercan'la kademe daha yerinde(her ne kadar son maçta kötü olsa da). Hakan da savunma anlamında iyi iş yapıyor son haftalarda, Umut yine 2. yarı girse mantıklı olur. Ancak hocadan herşeyi bekleyebiliriz. 
BAM BAM BAM
Elazığ maçı evet, kritik. Ancak ölüm-kalım ya da düşme-kalma maçı filan değil. Daha bu maçtan sonra 16 maç daha var, yani olası 48 puan. Yani neymiş? "Sezonun maçı" değilmiş. Elazığ üzerimize oynayacak, maçı kazanmak için gelecek. Savunmaya yönelik bir oyun oynamamız, akıllı olmamız lazım. Hoca antrenmanları çok iyi yaptırıyor, fiziksel olarak da takıma bu yansıyor. Maç sonlarını rakibe göre daha iyi oynuyoruz. Ondan dolayı acele skora gitmek yerine, frene basmak önemli. Bolu maçından önce galibiyetten emindim, kısmet olmadı. Bu sefer "Ya, beraberlik iyidir." diyelim, totem olsun ama ben bizimkilerden eminim. 4-3-3'müş, 5-4-1'miş hikaye. SAHADA YÜREKLER OYNAR. TAKTİK MAKTİK YOK, BAM BAM BAM oynacayaklar. 
Editör: TE Bilişim