Haftalar sonra Manisaspor deplasmanda galip gelmiş. Play-off yarışında ben de varım demiş. Kemal hocam derin bir ohh çekmiş. Yönetimin keyfi yerine gelmiş… Futbolcuların yüzü nihayet gülmeye başlamış. Özgüvenleri geri gelmiş. Takım ruhu sahaya yansımış. M

Haftalar sonra Manisaspor deplasmanda galip gelmiş. Play-off yarışında ben de varım demiş. Kemal hocam derin bir ohh çekmiş. Yönetimin keyfi yerine gelmiş… Futbolcuların yüzü nihayet gülmeye başlamış. Özgüvenleri geri gelmiş. Takım ruhu sahaya yansımış. Mart gelmiş havalar ısınmış. Fethiye deplasmanından alınan galibiyetle Manisaspor’a bahar gelmiş. Kalan maçlar için ümitler yeşermiş. Bizler (Mustafa Tatlı, Ufuk Dündar) Manisa TV ‘Spor Olsun’ programımızda bir ilk yapmışız maçı canlı canlı yorumlamışız. O heyecanı canlı canlı izleyenler anlatmışız. Her şey güzel… Tamam diyoruz. Kenetlenelim. Yönetimi ile hocası ile futbolcuları ile basını ile bir olalım, birlik olalım diyoruz. Konyaspor’un geçen yıl yaptığını bu yıl biz yapar mıyız diye düşünmeye başlıyoruz. Ama olmuyor. Olamıyor… Biri çıkıyor, böyle güzel başlayan haftanın içine ediyor. Hangi hakla, hangi sıfatla yapıyor anlamak mümkün değil.

Bu devir de kaba kuvvete başvurmak, hem de bunu yaparken kulübün yöneticisinin adını da kullanarak yapmak hayret verici. Mustafa Tatlı ile Haber Gazetesi’ne dayanan bir abi-kardeş ilişkimiz var. Manisa spor camiasında bu kadar kendini geliştiren bir isim ben daha tanımadım.

Mustafa Tatlı deyince ilk akla gelen amatör sporlardır. O sporun sadece futbol olduğunu düşünmez. Su topu maçı olsa, sabahın köründe Mustafa Tatlı’yı havuzun kenarında görürsünüz.

Okul spor yurtları diye bir şey vardır. Benim gazetecilik yaptığım dönemde müdürlerimizin en önem verdiği görevlerden biridir. Şimdiler de pek itibar görmez okul spor yurtları. Aslında gazetelerin tirajlarını artırması için en önemli haber kaynağıdır. Bir okul takımının fotoğrafının gazete de yer alması, hem gencecik sporcuları motive eder, hem de gazetenin tirajını artırır. Ama şimdiki düzen okul spor yurdu diye bir şey bırakmamıştır. Ama bu düzeni Mustafa Tatlı tek başına yıkmaya devam etmektedir. Gazetesinde haftada en az bir kez okullardan haberler koyar.

Kısacası Mustafa Tatlı düzen adamı değildir. Olmadığı için de bazen kendisine kızarım. ‘Sen mi kurtaracaksın Manisa’yı derim’ Oda bana kızar. Ama saygısında kusur etmez, içinden kızar. İçten pazarlıklı da değildir. Doğru bildiğini şak diye yazar. Pazartesi günü programın ardından Ufuk Dündar ve beni stres basar. Acaba söylediklerimizden neyi gazetesine taşıyacak diye. Korkumuzdan değil, bazen program öyle bir hale geliyor ki (seyredenler bilir) kaptırıyoruz kendimizi. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor. Ama Mustafa Tatlı duyuyor. Ve de yazıyor. Soramıyoruz bile ben böyle bir şey dedim mi diye. Çünkü kaydı ortada. Bir de Mustafa yazmış. İnanacaksın.

Hatalı yazıları yok mudur? Vardır. Birileri tarafından gaza getirilip yazdığı yazılar var mıdır? Vardır. Hatasız insan var mıdır? Her halde yoktur. Ama şu vardır, Mustafa Tatlı yazıyorsa yalan değildir. Belki yazının içinde yanlışlar vardır. Ama yalan yoktur.

Eser Evin’i tanımam. Hocalığını bilmem. Ama şunu bilirim, Mustafa Tatlı bir yere adımını atıyorsa bir sıkıntı vardır. İşini gücünü bırakıp U 16 maçını izlemeye gidiyorsa bir nedeni vardır. Onu o maça yönlendiren gerekçeleri gözüyle de görüyorsa yorum yapma hakkı vardır.

Sen o yorumu beğenirsin, beğenmezsin. Cevabı kaba kuvvet mi olmalı? Hem de diyorsun ki yönetici Gencay Esendağ ile beraberim senle konuşalım. Bir de yalancısın. Yapacağın ayıba yöneticini de alet ediyorsun.

Yaptığın hareketin hesabını yargı mutlaka senden soracak. Ama ondan önce Manisaspor yönetimi soracaktır elbet. Kaba kuvvetin hesabını yargıya vermeli, yalancılığının hesabını da Manisaspor yönetimi kesmeli.

Mustafa Tatlı’nın soyadı tatlı olunca, yüzünden de gülümseme eksik olmayınca sanırım insanların algısı farklılık gösteriyor. Aman Mustafa’nın soyadına bakıp yanılgıya düşmeyin, onu soyadı tatlıdır ama kalemi oldukça acıdır. Gerçekleri yazar, doğruları yazar… Bu yüzden de yazılarının muhataplarının canını yakar.