Kim olursa olsun; Yanlışa yanlış, doğruya doğru demek benim karakterimdir. Kimseden çekinmem. Gazeteciliğin ana felsefesi budur. Bir zamanlar Kenan Yaralı. Bir zamanlar Emre Hasgör. Özellikle Emre Hasgör dönemi… Siyah-Beyaz

 

 

Kim olursa olsun;

Yanlışa yanlış, doğruya doğru demek benim karakterimdir.

Kimseden çekinmem.

Gazeteciliğin ana felsefesi budur.

Bir zamanlar Kenan Yaralı.

Bir zamanlar Emre Hasgör.

Özellikle Emre Hasgör dönemi…

Siyah-Beyaz takım elbiseleriyle kravatlarıyla,

Manisaspor aşkıyla göreve geldiler.

İyi kötü kulübü zor şartlarda yönettiler.

Adamlara neler yazdım neler…

Açın arşivlere bakın.

İlk sezon elde takım yokken Süper Lig borçlarını ödeyerek takıma

Play-Off finali oynattılar.

“Bu takımı neden ilk ikiden çıkaramadınız?” diye linç etmeye kalktım.

Bir sonraki sene hedef yükselttiler.

Play-Off’un kapısından döndüler.

“Neden Play-Off olmadı?” diye sorguladım, ne Özdeş’i kaldı, ne yöneticisi…

“O dönem Süper Lig’e niye çıkamadık?” dediğimiz yönetimden,

Verdiği hiçbir sözü tutmayan, takımı 2. Lig’e düşüren yönetime kaldık iyi mi!…

“Ortada başarı varken neden en iyisini yapamadınız?” diye hayıflanırken, göz göre göre 2. Lig’e düştük yahu!

Gelen gideni arattı!

Hem de öyle bir arattı ki;

Kulübün içine art niyetli birini sokup ona yetki verip “Manisaspor’u düşür!” deseniz ancak bu kadarını yapabilirdi.

Bunlar, küme düşürdükleri yetmezmiş gibi kulübün itibarını da yerle bir ettiler.

Sayelerinde “Manisasporluyum” demeye utanır olduk.

Hesap verme yok, canlı yayına çıkma yok, basın toplantısı yok.

Çoğulcu bir yönetim anlayışı yok.

Başkan ne derse o var.

Böyle bir Manisaspor Yönetimi olur mu?

Bir sürü istifanın olduğu yerde güven ortamı olur mu?

Yahu en azından güven tazele be kardeşim!

O da yok!

Hangi parti olursa olsun adı Manisaspor’un önüne geçtiği anda benim nevrim dönüyor.

Bakın! Bir kulübü yönetemeyebilirsiniz, tek adamlık da belki olabilir, bunlar bir nebze kabul edilebilir ama takım maçtayken parti kongresinde yer almak da nedir?

Takım küme düştükten 24 saat bile geçmeden mitinge koşmak da nedir?

Bunu bana sabaha kadar anlatsalar hikayeee!

Bana kimse samimiyetten falan bahsetmesin.

Abdullah Mergen, takım Alanya deplasmanında mücadele ederken kongrede il başkan yardımcısı olarak Manisaspor’a büyük bir kötülük etmiştir.

Partisine de büyük bir zarar vermiştir.

O gün bugündür.

Abdullah Mergen’e olan ufak inancım da tamamen yok oldu.

Artık yaptığı hiçbir şey bana sürpriz gelmiyor.

Her yaptığı skandal her hareketi olay…

Hala transfer peşinde, hala hocayla gelecek sezonun planları içinde…

Hele hiçbir şey olmamış gibi davranması yok mu?

Bir de daha ligin başlamasına 3 ay kala “2. Lig’de misafiriz” demiyor mu?

Gel de çıldırma, gel de yanma!

Yazıktır. Günahtır!

“Bu kadar rahatlığa itirazım var arkadaş!” diye yırtındığım şu günlerde,

1 Haziran Pazartesi 2015 akşamı yer yerinden oynadı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün konuştu.

O da daha fazla dayanamadı bunların rahatlığına….

Söz konusu yönetimi istifaya davet edip, Manisaspor’u eski günlerine döndüreceğinin sözünü verdi.

Ey Manisa!

Büyükşehir Belediye Başkanı’na kulak ver.

Binlerce kişiyle deplasmana gidilen günler geliyor!

1 Haziran; itibarı yerle bir edilen Manisaspor’un eski günlerine döneceğinin işaretidir.

3. Lig’den Süper Lig’e uzanan şampiyonluk günlerinin, kardeşliğin, sevginin, birlik beraberliğin öne çıktığı günlerin işaretidir.

“Kongreden önce adayını geri çekmesi yanlıştı. Karşısında kimse duramazdı. Neden bu kulübü almıyor? Neden kalıcı gelir desteği sağlamıyor?” diyerek kendisini en çok eleştiren bir spor yazarı olarak onun bu çıkışıyla gurur duydum.

O açıklamaları okurken;

“İşte benim Büyükşehir Belediye Başkan’ım budur” dedim.

“İşte gerçek babayiğit budur” dedim!

“İşte Manisaspor’um bu kadar sahipsiz değil” dedim.

“İşte açın yolu, Cengiz Ergün geliyor!” dedim.

Sen yeter ki böyle samimi çıkışlar yap Başkan!

Sen yeter ki Manisaspor’u böyle sahiplen Başkan!

Sen Manisaspor’un efsanesisin!

Sen Manisaspor’un şampiyon başkanısın!

Sen Manisaspor’un,

Kocaelispor ve Sakaryaspor gibi çürüyüp gitmesine daha fazla müsaade etmezsin.

Bu şehir arkanda!

Bu taraftar arkanda!

Mergen’in de dediği gibi,

“İyi ki büyükşehir belediyesinin başında sen varsın!..”