Köseli ile Manisaspor’un dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk. Çok önemli ifadeler kullandı. Dolu dolu konuşup net cümleler kurdu. Manisaspor’da yönetim zafiyetinin yaşandığına dikkat çekerken, yaşananları “Kral Çıplak” diye özetledi

Manisaspor’un eski yöneticilerinden biri Yusuf Köseli. Genç dinamik ve Manisasporlu bir duruşu var. İnandığı şeylerin peşindedir ve doğruları söylemekten asla çekinmeyen bir yönetici profili çizer. İki sezon önce Emre Hasgör’le ile birlikte yola çıktıklarında finalin kapısından dönmüşlerdi. Geçtiğimiz sezon yaşanan fikir ayrılığından dolayı istifa kararı alan Köseli, bu sezon başında arkadaşlarıyla plan program yapmış, yönetim için liste hazırlamıştı. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün adayı Mevlüt Aktan’ın adı öne çıkınca “Aktan’ın ekonomik gücü” gözetilerek çekilme kararı aldılar. Sonrasında sürpriz bir şekilde Aktan çekildi, hükümet desteğini aldığını söyleyen Abdullah Mergen de aday oldu ve başkanlığa geldi. Mergen’le birlikte tartışılan icraatlar birbirini kovalarken, Manisaspor tarihinin en kötü günlerini yaşadı. İşte tüm bu olanlar, Yusuf Köseli ile röportaj yapmamıza neden oldu. Biz sorduk o da içtenlikle yanıtladı. Büyük ses getirecek röportajımızla siz değerli okuyucularımızı baş başa bırakıyoruz.

MUSTAFA TATLI: Manisaspor Başkanı Abdullah Mergen, “Şehirde konsensüsü sağladım” diyerek göreve geldi. Gerçekten kimse yoktu da Mergen mi vardı?

YUSUF KÖSELİ: Öncelikle bir şeyi düzeltelim. Gerçekte birçok kişi vardı. Önce Emre Hasgör diskalifiye edildi. Arkasından Mevlüt Aktan, arkasından da Fatih Yıldız... Bizimde kendi içimizde bir yapılanma vardı. Ama bu işler sadece kendi gücünle olmuyor. İlla ki şehrin önde gelenleri ile beraber hareket etmek gerekiyor ve asıl güçte belediye ve organize sanayi. O süreçte de bu güçlerin başka isimlerle organizasyon yaptığını öğrenince bizde çok öne çıkmayıp Sürece bu şekilde dahil olmadık. Çünkü öncelikle bu işin önü arkası para. Paran varsa doğru organizasyon yaparsan çok iyi yerlere gelirsin. Paran varsa doğru organizasyon yapamazsan en azından olduğun yerde kalırsın. Altyapıdan üst yapıya kadar bütün organizasyonla ilgili şemamız vardı. Buna rağmen zarar vermeyelim dedik. Aslında Son andaki o whatsapp olayı da enteresandır. Eğer ki Fatih Yıldız bir gün öncesinde çekildiğini söylemeyip seçim günü söyleseydi, hatırlarsanız bir başkan adayı daha çıktı, listesi 10 kişi olduğu için kabul edilmedi. Ben inanıyorum ki Abdullah Mergen de 40 kişiyi tamamlayamadığı için Fatih Yıldız’ın karşısında aynı duruma düşecekti. Eksik liste vermiş olacaktı. Fatih Yıldız'ın Bir gün önce çekilmesiyle listesini doldurdu.

MUSTAFA TATLI: Başkan Mergen, göreve gelir gelmez dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüğünü ve destek sözü aldığını söyledi. Hükümet kanadının ciddi desteğiyle yola çıktıklarını

ifade etse de bunun böyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı. AK Parti’nin şuan da Mergen’e destek verdiğine inanıyor musunuz?

YUSUF KÖSELİ: Başbakan’la görüşüldü, “Başbakan al sen bu takımı biz sana yardımcı olacağız” dendi. Ama arkasından “Vestel kanadıyla bu işi çözeceksiniz” dendi. AK Parti’nin dışardan destek verdiğini düşünüyor musunuz? Baybatur idmana gitti, sonrasında ‘sarhoş gibi’ dedi. Tam bir kaos. Kendi içinde net olmayan bir yapı burayı nasıl yönetecek? Zaten yönetemediği de aşikar. Takım düşerse Mergen bunun zararını karşılayabilecek mi? Ankaragücü, Göztepe nerede? 1. Lig’den düşüp de bir sonraki sezon çıkan takım gördünüz mü? Bunu durduramazsın. Bu zararı düşündüler mi? Sanmıyorum.

MUSTAFA TATLI: Sürekli borç edebiyatı yapılıyor. 60 milyon TL borçtan bahsedilirken Mergen’in “5.7 milyon TL borç ödedim!” açıklaması da uzun süre konuşuldu. Mevcut yönetime enkaz mı bıraktınız?

YUSUF KÖSELİ: Bunu hangi kaynaktan nasıl ödemiş? Borcu ödediği kaynak, bundan önce eleştirdiği ‘bana borç bıraktılar’ dediği yönetimlerin ona bıraktığı oyuncuların parası. Bir spor kulübünü yönetmeye geliyorsan bu bir silsiledir. Bizde geldiğimizde borç vardı. Kenan Yaralı geldiğinde de borç vardı. Bu borcu zaten kabul edip geliyorsun. Kimse sana zorla bu işi yap demedi. O kadar çok bu işin uzağındasın ki geldiğinde borç ödemen gerektiğini bile bilmiyorsun. Makukula bizim zamanımızda topa dokunmadı. Makukula’ya 400 bin euro ödedik. Transfer eden yönetimin ödemediği parayı ödedik. Onlar 100 bin euro ödemişti biz 400 bin euro ödedik. Ama biz de ne yaptık? Onların bize bıraktığı Akaminko’yu sattık. Biz böyle dedik mi? Yiğit İncedemir, Ahmet İlhan, Akaminko’yu bıraktılar. Yönetimlerin bıraktığı tukaka. Paraya geldiği zaman ben buldum. Öyle bir şey yok. Son gün toplanan bir grup var. Organizasyon yok, plan ve program yok. Var derlerse daha büyük hataya düşerler. Varken bu hale geldiler. Devre arasında da aynı yanlışlar yapıldı. 10 kişi gitti, 10 kişi daha aldı. İlk ikiden çıkacağız diyordu. Nasıl bir şey bu? Kayserispor var, Osmanlı var, Antalya var. Orduspor’un halini görüyoruz. Tayfun Cora’nın Karşıyaka maçında yaptığı hareketin üzerine onu almak zaten çok büyük yanlış. Bizim dönemimizde tesislere geldi, imza atmadı gitti, bir daha Tayfun’u konuşmadık bile. Manisaspor’un borcu öyle abartıldığı gibi değil. 10-15 milyon lira borcu var. SGK-Vergi ve Vestel’i saymıyorum. Borcun ne kadar olduğu önemli değil, nasıl ödenmek üzere yapılandırıldığı önemli. Ama bu borç edebiyatı “Burada öcü var. Buraya yeltenmeyin” demektir. İnsanların gözünü korkutmaktır. Koltuk benim olsun amacı vardır.

MUSTAFA TATLI: Yönetimin teknik direktör seçimi çok eleştirildi. Yanlışlar birbirini kovaladı. Bu gidişatın sorumlusu kim sizce?

YUSUF KÖSELİ: Bence Tahir hoca çok iyi bir insandır, efendiliğinden konuşmuyor. Tahir hocanın verdiği listeden kaç oyuncu almışlar? Yönetmeye talip oluyorsan başarısızlıkta ilk önce bunun sorumlusu kimdir? Ne verdin de ne istiyorsun ki? Erman’ı Tahir hoca mı getirmiş?

MUSTAFA TATLI: Mergen yönetimiyle ilgili eleştirilere, “kimse yokken biz vardık, biz sahip çıktık” gibi ifadeler kullanıyor. Manisaspor bu kadar sahipsiz miydi?

YUSUF KÖSELİ: Ona katılmıyorum. İnsanların elinde liste vardı. Bir gün önce Whatsapp’tan bunları kim patlattı? Bu insanlar, neden Bizans oyunu ile geri çekilmek durumunda bırakıldılar. Böyle olmasaydı da keşke iki listeyle demokratik şekilde seçim olsaydı. Seçim gününden bu hale gelineceği belliydi. Ben kongrede hayatımda davul zurna görmedim. Tek listenin arkasında davul zurna çaldı.

Böyle bir şey baştan sona saçmalık. Bu işler amatör takımlarda olmaz. Bunu görünce ben ‘eyvah’ dedim. Bu iş şovdan başka bir yere gitmeyecek dedim. Bir başkan kendi facebook profilinden transfer yayınlar mı? Kendi odasında selfie çekilip de bunu sosyal medyaya koyar mı? Nerede olduğunun farkında mı?

MUSTAFA TATLI: Manisaspor Yönetimi’nde tek adamlık iddiaları var. Başkan icraatlarıyla Manisaspor’u hafife mi alıyor?

YUSUF KÖSELİ: Kendisini tanımıyorum. İyi niyetli olduğuna inanmak istiyorum. İyi niyet her şeyi çözse zaten memleket farklı yere gelir. Tek imzayla paraların çıktığını iddia edenler var. Bunu görsem bilsem net bir şekilde önceden söylerim. Tüm bu iddiaları açıklamak çok zor bir şey değil.

MUSTAFA TATLI: Bir partinin il yönetiminde yer almanın yanı sıra, “Oyum şu adaya gibi” sözler söyleyip bu kadar göz göre göre siyasetin içerisinde yer almak Manisaspor’a zarar vermiyor mu?

YUSUF KÖSELİ: Bir siyasi görüşün ile bir lidere sempatin mutlaka vardır. Seçimlerin gizli yapılmasından aşikardır ki oyun neyse onu sandık bilir. Herkes istediğine oy verir. Siyasi görüşü dini görüşü bunlar farklı şeylerdir. Geldiğin kulüpte bütün Manisa’ya hitap ediyorsan başka partilere gönül veren insanları da unutmadan hareket etmelisin. Sonra diyorsun ki tribüne kimse gelmiyor. Bu partiyle aramı iyi yapar oranın silahşörlüğünü yaparsam arkamdan çok ciddi destek gelir miydi acaba? Amaç buysa da olmadığını gördük.” Olmadı, kusura bakmayın, iyi niyetliydim, yapamadım. Takım da düştü gitti. Özür diliyorum” demekle her şey çözüldü mü? Dünyanın insanı bu işten para kazanıyor ailesini geçindiriyor. Geçim derdinin yanında tek eğlencesi var o da Manisaspor. Gurur duyacağı bir şey varken oradan da mutsuz oluyor. Şu ana kadar tribüne gelen insanlar da yönetime sert bir tavır göstermedi. Akhisar, Karşıyaka maçlarındaki tribünleri gördükten sonra demek ki gelinebiliyormuş. Bu takımı seven insanların sayısı az değil.

MUSTAFA TATLI: Resmen siyasete atılmasıyla siyasi itibarını geri getirmek için Manisaspor’u basamak olarak mı kullandı? Yorumlarına neden oldu. Buna katılıyor musunuz?

YUSUF KÖSELİ: Başından niyet böyleyse ve buralara gelindiyse çok yazık. Ama niyet başından bu değil de zaman buraya getirdiyse bu Manisaspor’un ne kadar büyük bir güç olduğunun kanıtıdır. Ben şuna inanıyorum. İlk amacı bu değildi ama baktı ki konum itibarıyla bir yerlere geldi. Manisaspor’u beğenmeyip küçümseyenlere ders olsun bu. Manisaspor’un ne kadar etkin bir marka olduğunu buradan görsünler. Sürecin buraya getirdiğini düşünmek istiyorum. Bir yere gelmek için Manisaspor’a yatırım yapmalıyız zihniyetindekiler bu söylediğimi farklı algılamasın. Başka planlar yapılmasın. Sporda siyasetin ne işi var. Sporu ve dini siyasete alet etmemek gerekir. Bu ikisinin birbirinden ayrı olması gerekir. İnsanların bir partiyi sevdiği için bir takımı sevmemesi lazım. Bir takımı sevdiği için de bir partiye yönlenmemesi lazım.

MUSTAFA TATLI: Abdullah Mergen ve yönetimi şuan için görevi bırakmalı mı? Kongre kararı alıp güven tazelemeli mi? Manisaspor’un geleceği için acilen ne yapılması gerekir?

YUSUF KÖSELİ: Kim bırakırsa bıraksın, bir şey değişmez. Bu organizasyonsa devam eder. Bu organizasyonu başka faktörlerle sekteye uğratırsan o zaman böyle olursun. Bu hale geldiysek eyvah o zaman daha kötü. Alırsınız kongre kararı. Gidersin listeni yenilersin. Zaten istifalar vardı, ekibimi yeniledim dersin. Çıkarsın güven tazelersin.

MUSTAFA TATLI: Tüm bu olanlardan sonra “biz yönetseydik” dediğiniz oluyor mu?

YUSUF KÖSELİ: Başkan olmak gibi bir niyetim olmadı. Tek kişilik bir şey değil bu. Kongre kararı alınır, belli bir süreç başlar, o süreç içerisinde tabi ki de böyle bir şey çıkar. Benim birçok arkadaşım zaten gidişattan sıkıntılı oldukları için bu işi sevdikleri için mutlaka oturur bir şeyler yaparız. Niye yapmayalım? Herkes çok üzgün ve bezmiş durumda. Zaten iki yıldan bu yana sıkıntılı bir durum vardı. Bu da çile haline geldikten sonra üzülüyorsun. İki yıl önce Konya maçında ne umuyorken şimdi düşmeyelim durumuna geldik. Yapılan hatalar sonrası pardon demek yetmez. İçerde biraz huzur yaratılsa bu takım zaten istenilen noktaya gelir. Bir gol yiyip dağılmamızın sebebi de bu. Kırılgan oluyoruz. Taner hocanın işi de çok zor. Zihinsel anlamda da takımı bir yere getirmeye çalışıyor. Şimdi görüyorum ki bizim dönemde eleştirdiğim yönetici arkadaşlarım şuan ki yönetimden çok daha iyi şeyler yapmış, kimse demesin o zaman para vardı, o zaman ne kadar para varsa bu zamanda o para var. Biz süper lig futbolcularının sözleşmelerini ödedik. Onlar 1. Lig sözleşmelerini ödüyorlar.

MUSTAFA TATLI: Organizasyonunuzun geçerliliği hala devam ediyor mu?

YUSUF KÖSELİ: Takım kötüye giderse illa ki herkesin içinde bir kıpraşma olur. Biz daha iyisini yapabilir miydik diye. Bunu ben de, Emre Hasgör de, Fatih Yıldız da herkes bunu söyler. Kongre kararı alınırsa belki Cengiz Ergün de plan program yapabilir. Ama kongre kararı almazsa o zaman 10 yıl kalsın burada. Bu takım düşse de kalacağının garantisini versin. Suçlu kim hala orada densin. Herkes bir şeyi var ama görmüyor, konuşmuyor. Buna kral çıplak derler. Bende öyle diyorum. Kral çıplak!.. Bu iş mayısa kaldığı zaman haziranda yine seçim olur. Şimdiden söylüyorum bu süreci bir daha yaşarız. Bu kongre haziranda olur, seçim sonrasına kalırsa her şey daha kötüye gider.

MUSTAFA TATLI: Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün üyeliklerle ilgili sıkıntıdan dolayı Mevlüt Aktan’ı adaylıktan çekti. Başkan Mergen de süreç sonrası, “Manisaspor’a sahip çıkmıyor. Manisaspor’u Ergüne’e yalakalık yapar hale getirmem” dedikten sonra “iyi ki büyükşehir belediyesinin başında Ergün var, kulübümüzün onursal başkanı ilan ettik” gibi sözler sarf etti. Bu denklemi çözebildiniz mi?

YUSUF KÖSELİ: Cengiz Başkan’ı çok uzun zamandan beri tanırım. Tanımamın sebebi Manisaspor’dur. Manisaspor’a olan hizmetleriyle tanıdık. Bu hizmetleriyle takdir ettiğimiz bir insan oldu. Büyükşehir Belediye Başkanlığı kolay bir iş değil. Zaten çok ağır bir yükünün olduğunu düşünüyorum. İlk başlarda kendisine saldıran agresif bir tavır varken, iş siyasete binmişken, Mergen “benim adayım Recep Tayyip Erdoğan” diyor, resmen bir şekle giriyor. Bu lafları sarf edeceksin sonra bu insanın gelip de sana yardım etmesini bekleyeceksin. Tabi ki Ergün’ün de bağlı olduğu bir parti var. Belediyenin profesyonel bir kulübe kayıtsız şartsız para verme durumu yok. İktidar olmayan bir partinin belediye başkanıyken tutup da kelleni ortaya koyup para vereceksin, arkasından seçim var, herkes açığını arıyor, o paraları verdiğin için de seçim kaybedeceksin. Kusura bakmayın ama Cengiz Ergün de bu kadar saf değil. Şartları el verse yapacağına inanıyorum. Yapar, zorlayıp yapmıştır. Gördüm, yaşadım. İkili daha sonra neden farklı bir yere geldi? Ergün’ün Manisaspor’la ilgili bir şeyler yapabilecekken yapmadığına inanmam. Her zaman yapmak için çabaladığına inanıyorum. Üyeliklerle ilgili yanlışlıklar vardı. Daha önce başkan Ergün bu konuyla ilgili sıkıntı yaşadığı için bir daha yaşanmaması için kaybedeceği bir kongreye girmek istemedi. Ben olsam kaybetsem de kongrede kaybederdim. En azından derdim ki savaş meydanında öldüm. Çekilmezdim. Ama o ona inanmıştır, onun doğrusu budur.

MUSTAFA TATLI: Aidat borçları da çok tartışılır hale geldi. Üyeliklerin silinmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

YUSUF KÖSELİ: Abdullah Mergen aidat yatırdıysa açıklasın. Ne zaman aidatını yatırmış. Üyelikleri sonlandırdı ama kendi aidat borcunu yatırmış mı? Varsa bir belgesi çıkarsın. Başkan olabilmek zor. İyi niyetli olduğun zaman herkes seni bir tarafa çekiyor. Bir sonraki adımı düşünmelisin. Böyle düşünmedin mi sürekli birileri seni oynatır. Sonra insanlığından çıkarsın, kişiliğinden karakterinden ödün vermeye başlarsın.

MUSTAFA TATLI: Şuan için kongre kararının alınması takımı ne derecede etkiler?

YUSUF KÖSELİ: Kongre kararı alırsın, belirlersin tarihini. Listeni güncellersin. Ben de adayım dersin. Varsa çıkacak aday olsun dersin. Zor bir şey değil. Tesislerde yaparsın. Neyi engeller? Takımı şuan ki durumundan olumsuz etkilemez. Bundan daha kötüsü olamaz. En azından oyuncular şunu der. Yeni bir yönetim geliyor, başkan güven tazeliyor ama yeni bir yönetim geliyor, birazcık kendimize çekidüzen verelim. Ama kolayını seçerler. Önce oyuncu kadro dışı kalır, hoca gider, sonra bir daha hoca gider. Onu yaparsa zaten o zaman derim kesinlikle kötü niyetli!..

Editör: TE Bilişim