Manisa Soma'da yaşayan 43 yaşındaki Murat Manav bir yaşındayken gerçirdiği çocuk felci nedeniyle 34 yıldır iki bastonla geziyor. Evli ve en küçüğü 14 aylık olan üç çocuklu Manav, henüz 1 yaşındayken bir trafik kazası sonucu babasını kaybetti. Üvey babasının oğulları Manav'a ve annesine birden fazla sahte senet düzenledi.
SAHTE SENET DÜZENLEDİ
Murat Manav'ın annesi, 18 yıl boyunca çalışarak oğluna baktı fakat köydeki yaşam tarzlarının çok kötü olması nedeniyle evlenmek zorunda kaldı. Manav'ın annesinin evlendiği şahıs, emekçi anneye evlenmeden önce bir ev vaadinde bulundu fakat bu evi evlendikten 8 yıl sonra alabildi. Üvey baba vefat ettikten sonra, üvey babanım oğlu önce Murat Manav'ın annesi adına ardından Murat Manav adına sahte senet düzenledi.

LEHİNE OLAN DELİLLER DİKKATE ALINMADI
Mahkemelerde anne adına yapılan senedin sahte olduğu kararına varıldı fakat Murat Manav adına olan senedin doğru olduğuna karar verildi. Aldığımız bilgilere göre Murat Manav'ın imzaladığı iddia edilen senet Kriminal Laboratuvarında senedin üzerindeki pulun 1999 yılına ait olduğu, senedin boş bir şekilde imzalanıp daha sonraki bir tarihte doldurulduğu ve senet üzerinde üç ayrı kalem kullanıldığı tespit etmiştir fakat mahkemede Murat Manav lehine olan 3 madde de dikkate alınmadı. 2003 yılında Manav'ın annesi adına düzenlenen senetle, 2007 yılında Manav adına düzenlenen her iki senedin üzerindeki pulların aynı pul olduğunu ve iki senedin de aynı koçandan koparılmış senetler olduğunun her duruşmada belirtilmesinerağmen hiçbir zaman dikkate alınmadı. Bütün duruşmalarda Manav'ın senedin neyin karşılığı ortaya çıktığının açıklanması talebi de hiçbir zaman kabul görmedi ve Murat Manav bu davayı kaybetti. Murat Manav kaybettiği davanın parasını hala ödemekte.

"EVLATLARIMIN GELECEĞİYLE İLGİLİ PLAN YAPAMIYORUM"
Murat Manav bir çok kez ölüm orucu denemesinde bulundu. Murat Manav "Ölüm Orucu için önce 2013 yazında daha sonra da 2014 yazında iki bastonla Somadan kalkıp Ankaraya gittim ama ilkinde Adalet Bakanlığına, ikincisinde de Başbakanlığa uğramam nedeniyle en azından o anlar için Ölüm Orucu kararlarımı ertelemiştim ama değişen herhangi bir şey olmadı. Bir kuruş borcum olmadığı halde tam 8 yıl boyunca hem maaşımdan hem de ikramiyelerimden para kesildi. Özürlü statüsünde çalıştığım kurum olan SEAŞ Genel Müdürlüğü nün 2015 yılında özelleştirilerek Torkuya devredilmesi ve Torkunun da benim pozisyonumda eleman çalıştırmak istememesi nedeniyle 30 Nisan 2017 tarihinde bana çıkış verildi ve hak etmiş olduğum 88.000 liralık tazminata da maalesef dokunamadım. Bu zamana kadar bir kuruş borcum olmadığı halde yaklaşık olarak 200.000 Lira kadar param gitti ama maalesef borcum hala bitmedi. Ramazan Bayramından sonra Ölüm Orucu için yine İstanbul Taksim meydanına gittim ama maalesef hiçbir TV Kanalı gelmedi. Anlattıklarımın hepsini belgelerle kanıtlayabilecek durumdayım. 3 tane evladım var ve maalesef ben evlatlarımın geleceğiyle ilgili plan yapamıyorum. Bana bu konuda bir şekilde yardımcı olabilirseniz gerçekten çok sevineceğim. Amacım sadece devlet yetkililerine, özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımıza sesimi duyurabilmek" ifadelerini kullandı.

SONDAKİKA

Editör: TE Bilişim