Soma'nın kırsal Yırca Mahallesi'nde, 7 Kasım 2014'te köylülerin direnişine rağmen termik santral kurulması için Türkiye'deki en büyük zeytin ağaç katliamlarından biri yapıldı. Termik santral kurmak için izin alan firma, 2 otobüs dolusu özel güvenlik görevlisi ve iş makinelerini zeytinliklerin bulunduğu bölgeye gönderdi. Bölgede zeytinlerin kesilmemesi için nöbet tutan köylülere rağmen, arazideki 6 bin 666 zeytin ağacı iş makineleriyle, üzerlerindeki ürünle birlikte köklendi. Binlerce zeytin ağacının kesilmesinin ardından Danıştay 6'ncı Dairesi, aynı gün 'acele kamulaştırma kararı' için yürütmeyi durdurma kararı verdi.

DANIŞTAY TERMİK SANTRAL İZNİNİ İPTAL ETTİ
Bu karar sonrasında köylüler, firmanın bölgeyi çevrelediği tel örgütleri söküp arazilerine girdi. Yürütmeyi durdurma kararından yaklaşık 1,5 ay sonra ise Danıştay 6'ncı Dairesi, termik santral yapılacak alan için Bakanlar Kurulu'nun verdiği acele kamulaştırma kararını esastan iptal etti.

KÖYLÜLER O BÖLGEYE YENİDEN HAYAT VERDİ
Zeytinleri için verdikleri mücadeleden zaferle çıkan Yırca köylüleri, arazilerini geri aldı. İş makinelerinin savaş alanına çevirdiği arazideki 6 bin 666 zeytin ağacı köylüler tarafından toplandı, bölge temizlendi. Arazi, yeniden düzenlendikten sonra binlerce yeni zeytin fidanı dikildi. Aradan geçen 4 yılda bu zeytin fidanlarına, köylülerin ifadesiyle 'çocuk gibi' bakıldı. Köylüler, zeytinlere bakım yaptı, emek verdi, büyüttü, ürün elde edilecek hale getirdi. Fidanların büyüyüp bu yıl zeytin vermesiyle de Yırcalılar, büyük mutlulukla ilk hasatlarını yaptı. Dallardaki zeytinleri sevinçle topladı.

EN ÖNDE YİNE EMİNE TEYZE VARDI
Yırca'da zeytin ağaçlarının iş makineleri tarafından sökülmesinden sonra hem firmaya hem de jandarma ekiplerine elindeki bastonuyla direnmeye çalışan, öncülük ettiği köylü kadınlarla birlikte yolu kapatan Emine Sezer, ilk hasatta da yine en önde yer aldı. Zeytinleri büyük bir keyif ve heyecanla toplayan Sezer, "Ah oğlum bu tarlalarda çok şey yaşandı o zaman. Kötü günler geçirdik. Zeytinleri yetiştirenler olarak çok üzüldük. Zorlu günler yaşadık. Şirket çalışanları bir gece gelip bütün zeytinleri kırıp geçirdi. Elimizi kolumuzu kırdı geçirdi. Elimizden hepsini aldı. 4 sene oldu, hiç 'Sizin haliniz ne oldu?' diyen yok" ifadelerini kullandı. Büyük özveriyle zeytin ağaçlarını yeniden yetiştirdiklerini anlatan Emine Sezer, "Tekrardan ağaçları diktik, sürdük, yetiştirdik. Bunları suladık, yeni doğan çocukların nasıl kahrı olur yetiştirirsin, bu zeytinlerin de aynı öyle kahrı var işte. Suladık, çapaladık, sürdük, kaç kez sürdük buraları. Şimdi mahsulleri hasat etmeye başladık. Çok mutluyuz ama yine de içimizde büyük korku var; yine gelirler, keserler, diye korkuyoruz. Zeytinler için yine direnirim, ölümüne uğraşırım, vazgeçmem. Çoluk çocuk biz buna bakıyoruz. Başka gelirimiz yok, buradan gelir sağlıyoruz" diye konuştu.

Emine Sezer'in eşi Mehmet Sezer (79) de, "Çok olaylar yaşadık bu topraklarda. Zeytinlerimizi kestirmemek için mücadelemizi gece gündüz verdik ama zeytinleri kırıp geçirdiler. Zeytinleri diktiğimiz zaman çocuktum. O ağaçlarımızı kırdılar, 50 yıllık ağaçlarımız vardı. Şimdi yeni ağaçlarımıza baktık, hasat yaptık. Zeytin topladığımız için, ağaçlarımızı yetiştirdiğimiz için mutluyuz" dedi.
Sezer çiftinin gelini Ayten Sezer ise "Zeytinlerimizi büyüttük, hasada başladık. Tekrar onları yetiştirdik ama şimdi buruk bir mutluluk yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

Yaşananlardan dolayı çok üzgün olduklarını belirten köylülerden Ayşe Ürüncü de şunları söyledi:
"Biz, 'Santral kurulmasını istemiyoruz' dedik, itiraz edince tarlalarımıza sokmadılar. Bir gece kırdılar, hepsini bitirdiler. Ne meyve bıraktılar ne zeytin. Asırlık ağaçları kırdılar, yaşananlardan dolayı çok üzgünüz. Çok mücadele ettik. Gece nöbetleri tuttuk. Biz zeytinlerimizi vermeyeceğiz bunlara, bizim dede toraklarımız, buradan başka yerimiz yok. Biz buraları dişimizle, tırnağımızla ancak bu kadar yaptık ama mağduruz. Hukuken verdiğimiz mücadelemiz sürüyor."

KÖY MUHTARI: MÜCADELEMİZ SONUÇ VERDİ
Zeytin ağaçları için verilen mücadelenin önemli isimlerinden olan Yırca Muhtarı Mustafa Akın da yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"4 yıl önce bu aylarda burada zeytin kesimi oldu. Köylü, zeytinlerini kestirmemek için mücadele etti. Köylüler 3,5 ay direndiler zeytinlerini kestirmemek için. Danıştay'da davamız vardı. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı aldığı 7 Kasım günü şirket, iş makineleriyle zeytin ağaçlarını kökünden söktü, dümdüz etti. Aralık ayında da Danıştay termik santral yapılamayacağı yönünde kesin kararını verdi. Şirket buradan ayrıldı. Hukuki sürecin tamamlanmasını bekledik. Gerekçeli karardan sonra köylüler kesilen zeytinlerinin yerine yenilerini dikti. Yüzde 80'i tamamlandı, tekrar zeytin dikildi. Direnen köylülerin halen tazminat davaları devam ediyor. Bu davaların sonuçlanmasını bekliyoruz. Köylüler burada 15 yıllık gelirinden mahrum kaldı. Zeytin hemen mahsul vermiyor. Bu sene zeytinlerimiz ilk mahsulünü vermeye başladı. Tam randımanlı zeytin almamız için zamana ihtiyacımız var. Eğer o mücadele verilmeseydi burada termik santral bacaları dikilirdi. O zaman söyledim; Zeytincilik Kanunu ortada dururken burada termik santral yapmak mümkün olmazdı. Zaten de olmadı."​

Editör: TE Bilişim