AKPM’nin Türkiye’yi siyasi denetime alma kararının önyargılı ve siyasi olduğunu belirten TBMM FETÖ Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ,  “Ön yargılı ve siyasi olmalarını da hazırladıkları raporda HDP’li Milletvekillerine yer vermelerinden anlıyoruz. Bu HDP’li vekiller acımasızca çocuk ve kadın öldüren, korucu, polis, asker, öğretmen, memur, sivil vatandaş öldüren, kalleşçe saldırılar düzenleyen terör örgütü PKK’yı destekledikleri için ve bu örgütün sözcülüğünü yaparak teröre bulaştıkları için gözaltına alınmışlar, tutuklanmışlardır” dedi. 
AKPM’NİN KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin aldığı kararı kesinlikle tanımadıklarını ve kabul etmediklerini ifade eden Özdağ, “AKPM’nin aldığı bu karar Türkiye’nin kalkınması ve hür iradesiyle yapmış olduğu hamlelerden rahatsız olduklarını gösteriyor. Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar. Türkiye demokrasisini geliştiriyor, hukukun üstünlüğünü hâkim kılıyor. Fikir, teşebbüs ve inanç hürriyetini genişletiyor. AKPM’de bu kararı alanların Türkiye’ye ve olaylara rasyonel, doğru bakmaları gerekiyor. FETÖ’yü, PKK’yı, DEAŞ’ı, terörist gazetecileri, terörist siyasetçileri görmüyorlar. Kendi ülkelerinde acaba bunlar yaşansaydı acaba o zaman tutum ve kararları ne olurdu? Onun cevabını vermiyorlar. Sonra da kalkıp böylesine keyfi, anlamsız ve yanlış bir karar alıyorlar” diye konuştu.
BAYRAĞIMIZI YAKMA CÜRETİNDE BULUNANLAR CEZASIZ KALMAMALIDIR
Özdağ, Atina’da 1915 olaylarının sözde yıldönümü etkinlikleri sırasında Türk bayrağının yakılmasını da kınadı. ABD ve Fransa olmak üzere birçok ülkede örgütlenen Ermeni lobilerinin, tarihi çarpıtarak sözde 'soykırım' iddialarını köpürtmeye ve Türkiye düşmanlığını sürdürmeye devam ettiğini belirten Özdağ, “Atina’da 24 Nisan günü düzenlenen 1915 olaylarının sözde yıldönümü etkinlikleri sırasında Türk bayrağının yakılmasını şiddetle kınıyorum. Hocalı başta olmak üzere Dünya’nın değişik bölgelerinde katliam yapanlar, Türk ve Müslüman kardeşlerimizi insanlık dışı muameleye tabi tutanlar bu ayıplarını örtmek için 1915’te yaşananları çarpıtıyorlar. Bu çarpıtmaları yetmezmiş gibi rengini şehitlerimizin kanından şerefli, şanlı Türk bayrağını yakmaya yelteniyorlar. Dünya tarihinde yaptıkları katliamları 1915 olaylarını öne sürerek unutturmaya çalışanlar ay yıldızlı şanlı Türk bayrağını yakma küstahlığından ve aymazlığından geri kalmayarak gerçek niyetlerini ortaya koymuşlardır. Türk milletinin bağımsızlığını ve kutsal değerlerini temsil eden bayrağımıza karşı gerçekleştirilen bu eylemin faillerinin en kısa zamanda yargı önüne çıkartılması talep ediyoruz” diye konuştu. 
ERMENİ VE KÜRT DİASPORASINA FETÖ’DE EKLENMİŞTİR
Türkiye karşıtlığının Ermeni lobileri ile sınırlı olmadığına da dikkat çeken TBMM FETÖ Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “PKK terör örgütü ve yandaşları da Avrupa olmak üzere bir çok ülkede bölücü Kürt lobiciliği yapmaktadır. Özellikle 15 Temmuz hain saldırısından sonra Ermeni ve bölücü Kürt diasporalarına, FETÖ’de üçüncü lobi olarak Türkiye aleyhtarlığına eklenmiştir. Şimdi bu üçlü yani Ermeni ve Kürt diasporaları ile FETÖ Türkiye düşmanı küresel güçler tarafından kullanılmaya devam ediyor. Türkiye'yi yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.
DÜNKÜ KÜRTÇÜLER NE KADAR HAİNSE BUGÜNKÜLER DE O DERECE O HAİNDİR
Soykırımla Türkiye’yi itham edenlerin daha çok Kürtçü ve Ermenici çevreler olduğunu vurgulayan Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, “Mevlanazade Rıfat gibi dönemin Kürtçü yazarlarının niçin ‘Türkler soykırım yaptı’ dediğini iyi irdelemek, yaşananların arka planını iyi anlamak lazım. İngiliz ve Rus belgelerine bakıldığında Doğu’dan sürgüne giden Ermenilerin yollarda hep Kürt aşiretleri tarafından saldırıya uğradığından söz edilir. Bu konuda sayısız telgraf, bilgi ve not vardır. Salahi R.Sonyel’in Gizli Belgelerde Osmanlı Devleti’nin Son Dönemi ve Türkiye’yi bölme çabaları isimli kitabı bu tip yazışmalarla doludur. Söz gelimi Clayton, Trotter’e gönderdiği mesajda şunları söylüyor: “Kürtlerden çok sıkıntı çeken Gavaz, Nurduz, Şattak ve öteki Ermenilerden acil yardım dilekleri alıyorum” Yine mesela Ermeni yanlısı Lord Bryce Lordlar kamarasında yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: “Kürtler bu olaylarda başlıca rolü oynamışlardır.” Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Maksadım ermeni meselesini bir Kürt - Türk meselesi haline getirmek değil. Ancak Çukurova’dan tehcire gidenlerden bir kişinin bile burnu kanamazken Doğudan gelenlerin katliamlara maruz kalması Batı’da Kürtlerin saldırısı olarak nitelendirilmiştir. İşte Mevlanazade Rıfat ve çağımızdaki uzantıları ‘Türkler soykırım yaptı’ derlerken ileride Kürtlere fatura edilme ihtimali büyük olan böyle bir olayın sorumluluğundan kurtulmak istiyorlar. Mevlanazade’nin ‘Tehcir kararı alınan toplantıda ben de vardım’ dediği tarihte İstanbul’da değil sürgünde olduğu dolayısıyla yalan söylediği daha sonra belgelerle ispatlanmıştır. Aslında ne Türk’ün ne kürdün ne de bu Coğrafyada yaşayan herhangi bir topluluğun karıştığı bir soykırım yoktur. Osmanlı’nın Balkanlarda yenilmesi, parçalanması Ermenileri cesaretlendirmiş, etnik temizlik yapmak bölgede çoğunluğu ele geçirmek için saldırganlaştırmıştır. Çevre köyler basılmış, Müslümanlar ermeni çeteleri tarafından katliama uğramıştır. Kürt veya Türk aşiretlerin gösterdiği tepkiler yaşanan acı trajedilerin bir sonucudur. Olan soykırım değil karşılıklı mukateledir.”
 

Editör: TE Bilişim