Açıklama Özgür Özel’in Avukatı Hüseyin Can Güner’den geldi. Konuyla ilgili dava dilekçesini basına servis eden Güner, söz konusu gerekçede şu ifadelere yer verdi: “Müvekkil Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekilidir. Aşağıda detaylı olarak arz edeceğimiz üzere 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi dolayısıyla suçtan zarar görmüştür.
Öncelikle yaşanan darbe girişimi doğrudan TBMM’yi, hükümeti ve siyasi partileri; daha geniş çerçevede ise sivil toplum örgütlerini ve tüm yurttaşlarımızı hedef alan bir kalkışmadır. Huzurdaki davanın görülmesine sebep olan bu kalkışma ile demokratik sistemin ortadan kaldırılması ve belli bir grubun/cemaatin cuntası egemen kılınarak devlet yönetiminin ele geçirilmesi planlanmıştır. Bu yönüyle demokratik sistemin ayrılmaz parçası olan siyasi partiler, milletvekilleri ve siyaset kurumunun ayrılmaz parçası olan diğer unsurlar dava konusu suçtan zarar gören konumundadır.
Darbe girişimi sebebiyle müvekkil de doğrudan zarar görmüş, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nda yönetimi ele geçirerek tüm yurttaşlarımızı derinden sarsan kalkışmanın başlamasıyla TBMM’de bulunan diğer milletvekilleriyle beraber darbeci grubun hedefi olmuştur. 
Ancak bu vahim olaydan çok daha önce, müvekkilin mensubu bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi ve bu partiyle özdeş nitelikteki Halkçı Parti, Sosyal Demokrasi Partisi ve Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nin Genel Başkan, Grup Başkanvekili, Milletvekili düzeyinde tüm yetkilileri ve hatta üye/sempatizanlarına uzanan geniş bir kitle tarafından, kamuoyuna kendisini Fethullah Gülen Cemaati ya da Hizmet Hareketi olarak tanıtan, huzurdaki davada giriştikleri darbe kalkışması sebebiyle ‘Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ’ ismi ile yargılaması süren örgüt hakkında laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizi ve devletimizin Anayasal düzenini yıkmaya/değiştirmeye yönelik planlı ve örgütlü hareketlerinin bulunduğu, ‘‘F Tipi’ örgüt’’ yapılanması ile devleti ele geçirme çabası içinde oldukları, buna dair toplumsal, sosyal, ekonomik ve idari tüm koşulları yönetme/yönlendirme gayesini takip ettiklerini belirterek sayısız kez tüm adli ve mülki makamlar ile yurttaşlarımızı uyarmış; TBMM kayıtlarında da bulunan Araştırma Önergeleri, Genel Kurul ve Komisyon konuşmaları, Gensoru önergeleri, yazılı ve sözlü soru önergeleri ile de somutlaştığı üzere örgütle siyaset kurumu dâhilinde mücadele etmiş ve bu örgütün tarihsel hasmı haline gelmiştir.
Bunun yanı sıra müvekkil Özgür ÖZEL; darbe kalkışmasını planlayan cuntanın Genelkurmay Karargâhını ele geçirmesine giden yolda, askeri yönetim kadrolarını tasfiye etme amacıyla yargıdaki yapılanmaları aracılığıyla kurdukları kumpas davalarının tamamını takip etmiş, sayısız rapor hazırlamış, basın toplantıları düzenlemiş, bu davaların organize biçimde yürütüldüğünü ve orduda Fethullahçı grubun yapılanma çabasında olduğunu her platformda dile getirmiştir. 
15 Temmuz 2016 gecesi huzurdaki davanın görülmesine sebep olan darbe girişiminde; Genelkurmay Karargâhına sıradan bir çete tarafından baskın düzenlenmemiş, arz ettiğimiz ve herkesin de malumu olduğu üzere bu kişiler karargâhı ele geçirebilmelerine olanak sağlayan kritik mevkilerde bu kumpas davaları ile göreve gelmişlerdir. Bu kumpas davalarını ısrarla takip etmesi ve kamuoyunu bu örgüte karşı bilinçlendirmesi ve örgütle mücadelesi sebebiyle de müvekkil ve mensubu bulunduğu siyasi parti Fethullahçı örgütün her dönemde hedefi olmuştur.
Tüm bunların yanı sıra müvekkil, 15 Temmuz 2016 başlayan darbe girişimi üzerine doğrudan TBMM’ye hareket etmiş, burada TBMM Başkanı Sayın İsmail KAHRAMAN’ın başkanlığında oluşturulan Başkanlık Divanı’nda yer almış ve şu konuşmayı yapmıştır;
‘‘Sayın başkan, değerli milletvekilleri hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak 93-94 yıldır seçimlere girer çıkarız. Yeneriz, yeniliriz; ama asla darbecilere yenilmeyiz. Darbecilere teslim olmayız. 
Son yapılan seçimlerde halkımız Cumhuriyet Halk Partisi'ne ana muhalefet partisi olma görevini vermiştir. Halkımız yapılacak bir demokratik seçimle CHP'ye bir başka görev verene kadar, iktidar olur muhalefet olur, Türkiye'nin ve bu parlamentonun ana muhalefet partisiyiz. Demokrasiye ve parlamentoya sonuna kadar bağlıyız.
Sayın Genel Başkanımız bir program için, bu nahoş saldırı, bu demokrasiye karşı darbe girişimi gerçekleştiğinde, duyulduğunda havadaydı. Çok gecikmeli olarak Atatürk Havalimanına indi. Kendisinin ilk açıklamaları kamuoyuyla paylaşıldı. Hava trafiği olmadığından şu anda dönemiyor. Ancak ilk fırsatta Ankara'ya dönmek üzere bütün şartları zorluyor. Bizlere talimatı Meclise ve demokrasiye sahip çıkma yönündedir. Hepinize saygılar sunuyorum.’’
Müvekkilin bu konuşmasının ardından parlamentoda iktidar ve muhalefetten müteşekkil tüm siyasi parti mensupları darbe karşıtı konuşmalar yapmakta iken, Genelkurmay Başkanlığı’nı ele geçiren cuntanın talimat ve yönetimi ile Akıncı üssünden havalanan uçaklar tarafından müvekkilinde içinde bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanmış, doğrudan hedef olmuş, hayati tehlike yaşamıştır. Darbe girişiminin ertesi günü ise tüm siyasi parti gruplarınca imzalanıp okunarak TBMM kayıtlarına geçen parlamenter demokratik sistemin korunması ve geliştirilmesi temalı açıklama metnini hazırlayan milletvekili grubu içerisinde müvekkil de yer almıştır.
Tafsilatlı olarak arz ve izah ettiğimiz üzere müvekkil Özgür ÖZEL; şahsı açısından hem darbe gecesi bombalanan TBMM’de bulunması dolayısıyla darbeyi yöneten cuntanın, hem de aktif siyaset yaşamı boyunca Fethullah Gülen Cemaati ve Fethullahçı Terör Örgütü’nün organize ettiği kumpas davalarının takipçisi, mağdurların savunucusu olduğundan genel olarak örgütün hedefinde yer almakla beraber; 

Grup Başkanvekili sıfatıyla temsilcisi bulunduğu siyasi parti/gelenek ile Fethullahçı yapılanma arasında da tarihsel bir husumet bulunmakta, örgütün filizlenme aşamasından bu yana yaklaşık 40 yıllık süreçte adım adım yaklaşan ve 15 Temmuz gecesi sübut bulan bu tehdit fark edilerek örgüte karşı mücadele edildiği için de örgütün hedefinde bulunulmaktadır. 
Zira milletimizin feraseti, bu uğurda şahadete kavuşan ve gazi olan yurttaşlarımız ve darbe girişimine karşı tek vücut olarak mücadele eden tüm toplum katmanları olmasa idi ve bu darbe girişimi başarılı olsaydı; demokratik rejimimiz ortadan kaldırılacak, darbeyi gerçekleştiren cuntanın/örgütün hedefinde TBMM ve parlamento çatısı altında siyaset yapan milletvekilleri de yer alacaktı. Ancak özellikle Mahkemenizin dikkatine sunduğumuz tüm bu tarihsel husumet ve kişisel olarak da müvekkil Özgür ÖZEL’e duyulan kin sebebiyle bu hedefler içinde müvekkilin de özel bir yerde bulunacağı kuşkusuzdur. Nitekim bugüne kadar hiçbir terör örgütünün yapmadığı/yapamadığı şekilde parlamentonun bombalanması, bu darbenin sadece meşru hükümeti değil milletin egemenliğinin tecelligâhı olan TBMM’yi ve mensubu olan parlamenterleri de hedef aldığını açıkça göstermektedir.
Suçtan görmüş olduğu zarar sebebiyle müvekkil Özgür ÖZEL şikâyetçi olup, haklarının korunması ve davayı takip edebilmesi bakımından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 237. Maddesine göre huzurdaki kamu davasına katılmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.
Yukarıda tafsilatlı olarak arz ve izah ettiğimiz ve resen gözetilecek gerekçelere binaen; müvekkil Özgür ÖZEL’in CMK 237. Maddesine göre kamu davasına müdahillik talebinin kabulüne, kendisinin katılan bizim de katılan vekili olarak duruşmalara kabulümüze ve UYAP kaydımızın yapılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.”

Editör: TE Bilişim