Geçtiğimiz hafta yazdığım, ‘Perşembe Pazarı Taşınmasaydı…’ başlıklı yazıda, Perşembe Pazarı için yeni yer tayininin yapılmaması halinde esnafın önemli bir kesiminin gösteri eylemine girişeceğini söylemiştim. Neyse ki pazarın ilk etapta Öğretmenevi arkasına taşınacağı haberi esnafın tansiyonu bir nebze de olsa dindirivermişti.
Bunu belirtme nedenim, ukalalıktan falan değildir!
Bugün pazarcı gerçeğini, esnaf realitesinin göz ardı edilmemesinin ne gibi sorunlar çıkarabileceğini hep birlikte seyrettik.
Boşuna dememiş büyüklerimiz; “Perşembenin geleceği çarşambadan bellidir…”
* * *
Bugün, kura çekilişi için Kültür Merkezi’ne gelen yüzlerce esnaf, geçici pazar yerinin iptal edilmesiyle büyük bir şok yaşadı.
İptal kararına karşı çıkan esnaflar ayaklanmaya başlayınca oda başkanı Şener, ‘Buradan çıkalım, sessizce yürüyelim; bizim saygımızı, değerimizi görsünler’ diyerek, esnafla birlikte yürüyüşe geçti.
Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kalabalık, ‘Ekmeğimizin peşindeyiz’ diyerek oturma eylemi gerçekleştirdi.
Valiliğe yürümek isteyen bazı pazarcılar polis engeline takılırken, kısa bir süre sonra olay yerine gelerek Şener’le görüşen Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, yeni pazar yerinin akşam saatlerinde kararlaştıracağını söyledi.
Çok geçmeden UKOME’de alınan kararla Perşembe Pazarı’nın Barbaros Mahallesiyle Cider fabrikasının arasındaki bulvara kurulmasına karar verildi.
* * *
Pazarcı esnafı, bu sancılı süreçte tıpkı bir bilardo topu gibi Kumludere, Öğretmenevi, Barbaros üçgeninde dolaştı durdu.
Yeni pazar alanı çizilmesine rağmen pazarın, fevri bir kararla Barbaros Mahallesi’ne kurulmasına karar verildi.
Eski karar mı iyi? Yeni karar mı iyi? Ben bunlara takılmıyorum.
Öğretmenevi’nin uygun bir yer olmadığı için pazarın Barbaros’a taşınması beni hiç üzmedi. Karar sonrası, ‘En azından Manisalıları zorlamayacak bir trafik güzergahı üzerinde yer alıyor’ diye sevindim.
Ben, pazarın ve esnafın değersizleştirilmesine, cahilane bir dille yerilmesine üzülüyorum. Bugün karşılaştığım bir olay, tam da bu cümleleri resmediyordu.
Bir bürokratın Valiliğe yürüyen esnafları durdurup, “Basın yarın sizi ‘pazarcıların cahilliği’ diye yazacak” demesi beni çok üzdü.
Kısmi zamanlı pazarcılık yapan bir esnaf olduğum için değil, bürokrasiyi yakından seyreden bir gazeteci olduğum için üzüldüm. Esnafın uğradığı mağduriyet sonrası tepkisini dile getirmesinden daha doğal bir hareket olabilir mi?!
Pazar ve pazarcılık mesleği son derece saygın bir değerdir. Henüz daha pazarcıyı değersiz görenler varsa gidip de Çatalhöyük’te bulunan tarihi taa M.Ö. 5000’lere dayanan, içinde pazar izleri bulunan tarihi alanı seyredebilirler.
Pazar geleneği ne derece önemliyse, pazarcı da o derece değerlidir. Kimsenin pazarcı esnafını küçük düşürmeye, saygınlığını ölçmeye hakkı yok!
Sözlerimi Halim Şener’in şu güzel sözleriyle bitirmek istiyorum:
“Biz hırsızlık yapmıyoruz, biz silah satmıyoruz, biz kapkaççılık yapmıyoruz; yağmurda-çamurda esnafımız çocuğunun rızkını kazanıyor. Bize bu kadar sıkıntı çektirmeye kimsenin hakkı yoktur. Buna hiçbir şekilde müsaade etmeyiz!”