23 Ocak Salı. Bugün Manisaspor için yeni bir sayfa anlamına geliyor. İstenmeyen adam Mergen, kongre kararını resmi olarak duyuracak.
“Mergen şunu yaptı, bunu yaptı” demek yerine en baştan altını çizeyim. Önümüzde 8 gün var, transfer yapılmazsa Manisaspor küme düşer. Bu kulübün başına gelecek yeni yönetimin bunu hesap ederek göreve gelmesi gerekiyor. Mevcut takımın başına Mourinho’yu da getirseniz, her maça adam başı 100’er bin TL galibiyet primi de belirleseniz, Manisaspor bir alt lige düşer.
Çünkü gücü mücü kalmadı. Kadro kalitesi olarak amatör seviyedeyiz. Yediler bitirdiler güzelim takımımızı. Erittiler sevdamızı…
Yaptığım haberlere ilginç yorumlar geliyor. İstanbul takımını tutanlardan bir tanesi, her haberimin altına ısrarla, “Manisa’da Manisasporlu yok. Hâlâ ölüyü diriltmeye çalışıyorsunuz. Başkan gitse bile bu bitik şehirde bir şey değişmez. Önce taraftar olarak sen sahip çıkacaksın ki bunlar böyle yönetemesin. Suç sizde” diye yazıp durdu.
Haklı mı? Kendine göre kısmen haklı ama ben meselenin aslında siyasetin kucağına oturmuş, futboldan uzak, mali disiplini sağlamayan, şirketleşmeyen,“doğru bir takım dizaynı nasıl yapılır?” bilmeyen basiretsiz yönetimlerden kaynaklandığını düşünüyorum.
Taraftarları olan kulüplerin de ne hâllere geldiğini, getirildiğini gözlemliyoruz. Taraftar istediği kadar “istifa” diye bir tarafını yırtsın, bu kirli yönetim zihniyetleri olduğu sürece, camialar yok olmaya mahkum oluyor. Zamanında her maç kapalı gişe oynayan Kocaelispor, Sakaryaspor, Göztepe gibi kulüpler de böyle dibi gördü. Orduspor, Süper Lig’den aralıksız amatöre düştü. Yani taraftar elbette önemli ama burada vizyon sahibi iş bilen yönetimler çok daha önemli.
Manisaspor yönetimi olarak, seyir zevki veren iyi bir futbol takımı oluşturursan, hesabını kitabını bilen bir anlayışla hareket edersen, kulübe gelen paraları doğru yerlere aktarırsan, store açarsan, halkın ilgisini çeken projelere imza atarsan, altyapıya önem verirsen, kulübü dosdoğru yönetirsen, siyasetçiler kendiliğinden seni desteğe gelir. “Bilet bilet” diye kapında yatarlar. Protokolde VIP’te locada yer alabilmek için telefonlarını susturmazlar. Her maç kapalı gişe oynarsın. Bu şehir halkı çocuklarını Manisasporlu büyütür. Sen bunları yaparsan, siyasetçiler, kulüpten siyasi nema için, "dileyin bizden ne dilerseniz" modunda olur. Bununla birlikte İstanbul takımı tutanlar da Manisaspor'a ister istemez odaklanır. Bugün Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bir ıslığı bile o stadın yarısını doldurur. İlçe belediye başkanlarının da. Bugün Manisa valisi Manisaspor’a dikkat çekme adına bir açıklama yapsa, şehir hareketlenir. İnsanların içindeki o Manisasporluluk günyüzüne çıkar.
Yönetim olarak, şeffaf yönetirsen, (kulübün kendi gelirlerinin dışında) belediye ve Ankara kaynaklarını kulübe sokmuş olursun. Ama böyle basiretsiz bir şekilde yönetirsen, federasyondan gelen paraları yönetemezsen, mali disiplini sağlayamayıp, sportif başarıyı sağlayamazsan, siyasetin de böyle oyuncağı olursun.
Manisa valisi istese, bu kadar skandalların olduğu ortamda bu yönetimi salisesinde görevden alırdı. Ama siyaset böyle bir şey işte. Siyaset, ne zaman nasıl hareket edeceğini gayet iyi bilir. Siyasiler, şehrin Manisaspor'a ilgisizliğinden yararlanıp, "kulüp batsın" havasında.
Evet “şehir bitik” ama hele bir sorun, neden bitik? Üç büyüklere yönelen taraftarların yüzde 80'i böyle basiretsiz yönetimler ve siyasiler yüzünden Manisaspor sevgisini içinde bastırıyor buna emin olun. Bugün bile Manisaspor'u çok sevdiğini bildiğim, yatıp kalkıp Siyah-Beyaz ile yaşayan insanlar bile ‘bu yönetim’ var diye maçlara gitmek istemiyor. Koltuk sevdaları uğruna insanları bezdirdiler. Yoksa o stat tamamen dolar. Bunun örneklerini geçmişte çoğu kez yaşadık. Kale arkalarının bile dolduğu günleri biliyorum.
Bu şehrin insanları, Manisaspor'dan uzaklaştırıldıkları için en yakın şehir takımı olan Göztepe'yi tutma noktasına geldiler. Farkında mısınız? Şehirde Göztepe formalı, atkılı, kaşkollu öz Manisalı insanlar dolaşıyor. Manisaspor kapanmanın eşiğine geldiği bir dönemde, şehrin en işlek yerinde elektrik panosuna Göztepe arması yapıştırıldığını gördüm. Bu şehrin insanları, bu şehrin kanı hızlı gençleri, 9-0 muhabbetleri yüzünden ezikliği üzerlerinden atmak için başka şehirlerin takımına yöneliyorlar. İstanbul takımı tutmanın yanında bir de İzmir takımı tutuyorlar. Neden tutuyorlar biliyor musunuz? Çünkü Göztepe Süper Lig'de. Kaliteli bir takımları var. Dillere destan marşları var. Taraftarı ne istese yönetimi yapıyor. Siyaseti işin içine sokmadan bastılar parayı, şirketleştiler. Son dönemde ciddi bir çıkış yaptılar. Herkesin konuştuğu bir takımları var. Şimdi bu Göztepe'nin peşinden bütün siyasiler nemalanmak için koşuyordur eminim. Bu Göztepe’ye Manisalı firmalar bile sponsor oluyor. Örneğin; GÜRES YUMURTA. Bu firma bir başka İzmir takımı Altay'a da reklam verdi. Bu Altay’a forma sırt sponsoru ise; Makukula’yı transfer eden yönetimde yer alan Manisa OSB Başkanı Sait Türek’in sahibi olduğu YONCA GIDA.
Yeni yönetim ile Manisalı sanayiciler başta olmak üzere Türkiye’nin 4 bir yanından firmaların reklam vermek için yarıştığı bir Manisaspor olması dileğiyle.