Neyzen Tevfik. Şair, besteci ve yazar. Çağımızın en önemli fikir adamlarından biri. Osmanlı döneminde doğdu, Cumhuriyet döneminde hayata veda etti. 
Hayatı boyunca haksızlığa asla boyun eğmemiş ve tepkisini yazdığı şiirlerle dile getirmiştir. Tam bir hiciv ustası. 
Kaleme aldığı şiirler nedeniyle hapse atılmıştır. Hayatının en önemli parçası alkoldü. Ayık gezdiği az görülmüştür. Sırf bu yüzden yakın çevresiyle özellikle de yakın arkadaşı Mehmet Akif Ersoy'la sorun yaşamıştır. 
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nın yazarı. Milli şairimiz. Çok disiplinli ve düzenli bir hayat yaşadı. Neyzen Tevfik' in aksine alkolü hayatına hiç sokmadı. 
Peki Mehmet Akif Ersoy ile yaşamı boyunca neredeyse hiç ayık gezmeyen Neyzen Tevfik nasıl arkadaş oldular, nasıl dost oldular? 
Anlattılar... 
Kitap Fuarı'nda Manisa'nın son yıllarda yetiştirmiş olduğu Edebiyatın Haziran Mezarlığı ve Şimdi Uzaklardasın kitaplarının ve aynı zamanda Manisahaberleri.com yazarı Engin Topuz ile "İç Çekişler Coğrafyası" adlı kitabın yazarı, şair Orhan Haşim Elmalı, "Bir Tat Edebiyat" programında finali Mehmet Akif-Neyzen Tevfik dostluğuna ayırarak ders niteliğinde bir programa imza attılar. 
Neymiş biliyor musunuz faklı kutuplardaki Mehmet Akif-Neyzen Tevfik dostluğunun sırrı.
Bu konuya artık ciddi ciddi kafa yormamız lazım. Çünkü ötekileşmek, ötekileştirmek sıradan bir durum değil. Tahammül edememek farklı boyuta gidiyor. Mesele Neyzen ve Mehmet Akif gibi olabilmek.  
Ama nasıl? 
Tek çıkış noktamız var.
Edebiyat.
Ama bir sorun var.
Edebiyat için yazar çizer lazım. Kitaplar lazım, kitap kokusu lazım. 
Önce edebiyata yönelmek, orada buluşmak lazım.
Yani ok işareti edebiyata doğru yönlendiriyorsa umut var. Son Kitap Fuarı işte o bahsettiğim ok işaretini takip eden insanlarla doldu.
Ancak hala edebiyat, siyasetin ve bürokrasinin çizdiği sınırlara mahkum kalabiliyor. Bunu gördük.
Edebiyat siyaset yapmaz. Edebiyatın dini, dili, ırkı yoktur. Edebiyat herkestir. Ve müdahaleye gelmez.
Özgürlüğüne düşkündür edebiyat.
Bu açıdan son kitap fuarı keyif verirken düşündürdü de…    
2018 yılının Eylül ayından bir anda, bir saatte, ani, bir kararla çok eskilere dönmek tuhaf bir durumdu.  
Mehmet Güzgülü ne güzel özetledi;
"Ne mutlu bu günlere. Her düşünceden kitapların bir salonda sergilenmesi bile yıllarımızı aldı." 
Belki birkaç yılımızı daha alacak.  
Tek güvencemiz edebiyat. 
Israr etmeliyiz.
Fuarda en anlamlı enstantane Engin Topuz, Orhan Haşim Elmalı ve Ümit Rona'nın aynı stantta günlerce yan yana oturup kitap imzalamasıydı. 
Biri sosyal demokrat, biri ülkücü biri ise muhafazakar. Ama onları buluşturan, dost kılan bir şey var.
Adı edebiyat.
Var mı bundan daha sağlam harç. 
Mehmet Akif ile Neyzen Tevfik gibi dost olabilmek. 
Olabilsek. 
Siyaset değil edebiyat yapsak mesela!
Mesele falan kalmayacak.