AÇIK BİR YETKİ AŞIMI
CHP’li Özel, yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve rektör atamalarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Özel, “Bu kararnamelerle bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Bu, kanuna karşı yapılmış bir hiledir. Gerçek bir Anayasa Mahkemesi'nin böyle açık bir istismara ve yetki aşımına izin vermemesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde bunu hızlı bir şekilde test edeceğiz. Yapılan anayasa değişikliği, cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle meclisin kanun çıkarma yetkisi arasına bir sınır çizdi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapabilecek işler, meclisin kanunla yapabileceği işler ve gri alanlar var. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin düzenlediği bir konuda daha sonra kanun çıkarsa, kanun üstün deniyor. Bir konuda kanun varsa, cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkamaz deniyor” ifadesini kullandı.Özel, şunları kaydetti:
CİDDİ BİR YETKİ TECAVÜZÜNE DÖNÜŞECEK
“Meclisten alınmış kanun hükmünde kararname yetkisiyle Yüksek Askeri Şura Kanunu'nu ve bir dizi kanunu ortadan kaldırdılar. Ertesi gün başlayan sistemde, cumhurbaşkanı bu kanunlar yerine kararname düzenlemeye başladı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılma yetkisinin olduğu güne kadar yapılmış kanunlar cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yetki alanının dışında. Uyum yasası çıkaracağız diye KHK yetkisi alıp, kanunları kaldırıp yerine kararnameler koymak, anayasaya ve hukuka karşı bir hile. Ordunun üst kademesinin özlüğünün düzenlendiği bir alan hakkında kanun yapılmamış olması mümkün mü? Buna, eğer Anayasa Mahkemesi tarafından dur denilmezse, bu uygulama ciddi bir yetki tecavüzüne ve bir kişinin meclisin yerine geçip meclisin yetkisindeki yasaları değiştirmeye başlamasına dönüşecek. İki yetkinin temas ettiği noktalarda meclisin üstünlüğü açıkça var. Yapılan bu iş ileriye yönelik bir tehlikenin de önünü açıyor. AKP, buldozer gibi cumhurbaşkanının geçeceği yolu açmak için kanunları bir gün önce kaldırıp, bir gün sonra cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Böyle bir şey olamaz. Meclis, sadece cumhurbaşkanına alan açan, temizlik yapan bir yapıya dönüşmüş olur. Bunun makul bir tarafı yok. Tam da baştan beri söylediğimiz yargının, da yasamanın da yürütmenin de tek kişinin elinde toplanması işte böyle bir şey.”
AİLE ŞİRKETİ GİBİ YÖNETMEK İSTİYOR
CHP’li Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Yüksek Askeri Şura üyesi olmasına ilişkin olarak, “Kabul edilebilir değil. Erdoğan, devleti şirket gibi yöneteceğim demişti, atamalarda bu hevesini gösterdi. Sadece şirket gibi yönetmiyor, bir aile şirketi gibi yönetmek istiyor. Damadın Yüksek Askeri Şura'ya girmesi gibi bir örneği Arap Yarımadası'ndaki şekli demokrasilerde bile bulamayız” değerlendirmesinde bulundu.
BU YENİ SİSTEMİN HATAYA AÇIKLIĞINI GÖSTERİYOR
CHP’li Özel, rektör atamalarıyla 9 Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne eski Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Nüket Hotar’ın getirilmesine ilişkin olarak da, “Referandum ve seçim sürecinde hangi kaygıları dile getiriyorsak bunların birer birer gerçekleştiğini gördüğümüz bir süreç başladı; iktidarın kişiselleşmesi, aile bağlarının devlet yönetimine hakim olması, bir partinin devlete hakim olması ve devletin partisine dönüşmesi. Kendi gücünü demokrasiye ve aldığı oylara dayandıran birisinin gerçek niyetini görmek açısından 9 Eylül Üniversitesi'ne yaptığı atamaya bakmak lazım. Demokratik seçim olanağının kaldırılıp rektör ataması getirilmesi önemli bir geriye gidiştir. Oraya Nüket Hotar gibi eski bir AKP milletvekilinin atanması demokrasiden, çoğunluğun kararına saygıdan ne anlaşıldığını gösteriyor” dedi. Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak Ege Üniversitesi’ne atanan Cüneyt Hoşcoşkun ile 9 Eylül Üniversitesi’ne atanan Adnan Kasman’ın FETÖ ile iltisakları nedeniyle kamudan ihraç edildiklerini anımsattı. Özel, “Darbe girişiminden sonra Erdoğan tarafından bu iki üniversiteye atanan rektörler ihraç edildi. Bu da bu yeni sistemin ne kadar hataya açık, cumhurbaşkanının da bu konularda ne kadar samimiyetsiz olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.
 
Editör: TE Bilişim