Bu yılki 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü teması Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” olarak belirlenmiştir. Bu tema tüm dünya toplumları yanısıra; genç nüfusun çok fazla olduğu ülkemiz için temel sorun alanlarından birine vurgu yapması açısından çok önemlidir.  Tüm dünya toplumlarının geleceği gençlerdir. Gelinen noktada genç nüfusun fiziksel ve ruhsal olarak en üst düzeyde eğitilmeleri ve gelişim göstermeleri doğal amaç ve hedef olarak görülmektedir, görülmelidir. Eğitim sistemi var olanı öğretmek düzeyinden yeni bilgi üretme noktasına taşınmalı; gençlerin yaratıcı yeteneklerini ortaya çıkaran, belirlenen amaç ve hedefler ulaşmalarını sağlayan aktif bir süreç halini almalıdır. Genç nüfus alkol ve madde kullanımı için en önemli risk grubunu oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar gençlerin giderek daha küçük yaşlarda alkol ve madde ile tanıştığı göstermekte; alınan önlemler tüm samimi çabalara karşın yetersiz kalabilmektedir. Koruyucu yaklaşım çerçevesinde konu ile ilgili bilgilendirme ve önleme çalışmaları resmi otoritenin görevi olduğu kadar kamuoyunun temel unsurları olan sivil toplum örgütlerinin de üstlenmesi ya da desteklemesi gereken çalışmalardır.  
  Bu yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı gününü, ülkemizde bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanımızı görevi başında silahlı saldırı sonucu kaybetmenin üzüntüsü içerisinde kutluyoruz. Sağlıkta şiddete kurban verdiğimiz Dr. Fikret Hacıosman’a rahmet, başta eşi ve kızı olmak üzere ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz.  Şiddet toplumsal gündemde ilk sıralarda yerini almış ve giderek artmaktadır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ise hakaret düzeyinden ateşli silah ile ölüme neden olmaya kadar her düzeyine giderek daha fazla şahit olmakta ya da gerçekleştiğini yazılı ve görsel medyadan öğrenmekteyiz. Hekime yönelik şiddetin önlenmesi için alınan önlemler ne yazık ki şimdiye dek sorunun ortadan kalkmasını sağlamamıştır. Sorun, salt asayiş sorunu olmaktan çıkmış, adeta tüm sağlık sorunlarının hekimin üzerine yüklendiği; hesabın hekimden sorulduğu bir süreç haline gelmiştir. Psikiyatri profesyonelleri olarak bizler gerçekçi önlemlerin alınmasını ve hekime yönelik şiddetin son bulmasını bekliyoruz ve istiyoruz. Şiddet davranışının kadına, çocuğa, hayvanlara yönelik örnekleri ne yazık ki günlük olağan haberler arasına girmiş; silahlanmanın artışı, bireysel adalet sağlama davranışları adeta normalleşmiş bir düzeye gelmiştir. Hep birlikte akılcı politika ve kararlar ile önlem almak durumundayız.
  Ruh sağlığı ile ilgili olarak değerlendirilmesi gereken bir diğer konu da özellikle işyerlerinde örneklerine sık olarak rastladığımız, zaman zaman dava konusu olabilen işyerinde psikolojik eziyettir. Bu şekilde bir davranışa maruz kalma genel olarak iş barışında onulmaz yaralar açtığı gibi özel olarak da kişi haklarını engelleyen, psikolojik esenlik yani iyi olma halini bozan, yaratıcı çalışma hevesini sonlandıran bir etki yaratmaktadır. İş yaşamında keyfi uygulamalara karşı önlemlerin alınması, psikolojik eziyet ortamının barışçı ve insancıl davranışların sergilendiği bir ortama dönüştürülmesi amaçlanan bir durumdur.
  Ruh sağlığı politikalarına temel oluşturacak; temel insan haklarına saygı çerçevesinde söz konusu sürecin paydaşları olan hasta, hekim ve diğer sağlık çalışanlarının haklarını koruyacak bir ruh sağlığı yasasına şiddetle gereksinim bulunmaktadır. Bu konudaki çabaların yoğunlaştırılarak bir sonuca varması en büyük dileğimizdir.

Prof. Dr. Mehmet Murat DEMET

Türkiye Psikiyatri Derneği

Manisa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Editör: TE Bilişim