Son bir kaç gündür Manisa onlarca defa sallandı. Genellikle merkez üssü Akhisar… Herkes doğal olarak endişeli! Çünkü Manisa’nın gündemi deprem! En ufak bir deprem haberi dikkatle okunuyor. Ama cevabı en çok merak edilen soru şu; Manisa’da büyük bir deprem olur mu?
Olursa ne olur?
Oturduğumuz binalar ne kadar sağlam?
12 Temmuz tarihinde Manisa Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Yılmaz, kentte tespit edilen sahte zemin ve temel etüt raporları hakkında tutanak tutulduğunu açıklamıştı. Bu açıklama pek dikkat çekmedi. Zaten 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimiyle birlikte konu unutuldu gitti.
Ne zamana kadar?
12 Eylül gününe kadar…
Akhisar 5.0, bir başka veriye göre ise 4.6 şiddetinde sallandı. Biraz da uzun sürünce sarsıntı korku ikiye katlandı. Sarsıntılar günler geçmesine rağmen hala sürüyor. 
Durum endişe verici!
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Yılmaz’ın açıklamaları ve iddiası gazetecilik tabiriyle ''bomba haber'' türünden. Manisa’da zemin etütleriyle ilgili sahte raporlar havada uçuşmuş. Oysa bir depremde en belirleyici unsurlardan biri zemindir. Eğer zemin iyi etüt edilememişse o bina veya yapı risk üstündedir. 
İşte Manisa tam da bu durumda…
Açıklamayı devletin en önemli kurumlarından biri yapıyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Yılmaz diyor ki; "Gelen ihbarlar üzerine jeoloji mühendisleri tarafından hazırlanan zemin ve temel etüt raporlarını incelemeye aldık. Mühendislerin laboratuvarlara numuneleri gönderdiği kargo fişlerine baktığımızda, numunelerin gerekli laboratuvarlara gönderilmediğini fark ettik. Çok sayıda raporda sondaj esnasında sondajın yapılmadığı, sondaj yapılmış gibi gösterildiği, sondaj yapılsa bile numune alınmamasına rağmen ülkemizdeki bazı laboratuvarların sonuçlar verdiğini tespit ettik. Başlattığımız saha çalışmasında numuneleri mühürleyerek tutanağa bağladık."

KORKUNÇ BİR ŞEY BU!

Çevre İl Müdürü açıklamasının devamında şu korkunç iddiaları dile getiriyor;  "Hazırlanan zemin ve temel etüdü raporlarına ilgili belediyeler tarafından ruhsat verilmektedir. Belediyelerde yeterince jeoloji mühendisleri bulunmadığından dolayı rapor belediyelere geldiği anda dosya içerisinde görüldüğünden dolayı rapor sayılarak, raporun doğruluğunun sorgusu yapılmamaktadır. Raporlara dayalı olarak yapılan projeler sonucu ortaya hatalı yapı çıkmaktadır.”
Sıkı durun! Asıl bomba iddia bu cümlede saklı;
“Bu hatalı yapıların olası bir depremde can ve mal kaybına yol açması kesindir.”
Müdür Bey’in bahsettiği olası deprem fazla değil 3 ay sonra gerçekleşti. Ve şimdi ne olacak diye sorup duruyoruz birbirimize…
1999 depreminden sonra ders aldık diye düşünüyorduk ama yanılmışız. Dolgu yapılarak kurulan siteler Yalova’da, Gölcük’te neden yerle bir oldu biliyor musunuz? İşte yukarıdaki nedenden dolayı… Zemin etüdü yapılmadığı veya yapılmış gibi gösterildiği için. Zemin etüdü bir binanın temelinin nasıl atılacağını tespit amacıyla yapılır. Ana kayanın derinliğine göre temelin derinliği hesaplanır. Dağ yamaçlarındaki evlerle ovadaki evlerin temel derinliği aynı olmaz. Malzeme yoğunluğu aynı olmaz. Ve asla fay hattının veya kumla dolgu yapılmış zeminin üzerinde inşaat yapımına izin verilmez.
Ama verdiler… İşte 10’binlerce masum insanın katili de onlar!   
Manisa’da ilgili resmi kurumlar, bazı odalar ve bazı müteahhitlerin 10’binlerce insanın hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden pek ders çıkarmadığını görmek ne kadar acı verici.  Biz 1999’dan sonra binaların çok sağlam yapıldığı zannediyorduk. Meğer hala hile yapılıyormuş! Hala, hala…
Yazık…
Herkesin işini adam gibi yapması için daha ne lazım. 7.2 yetmedi mi?
Manisa deprem kuşağında! Bir sürü yıkılması gereken bina ve ev var. Ve bu yetmezmiş gibi maalesef 1999 yılından bu yana Manisa ve ilçelerinde yapılan yeni binalar ve evlerle ilgili de artık ciddi soru işaretleri var.
Ne yapacağız, kime nasıl güveneceğiz?
Başımıza bir şey gelirse sorumlusu kim olacak?
Hanginiz?