Manisa’nın Kula ilçesinde bir kişi, kendi imkanları ile geliştirdiği proje dahilinde mevsimi olmadığı halde serada çilek yetiştirmeye başladı. Çilek üretimine 10 yıl önce bir dönümlük arazide başlayan üretici Ömer Özkurt şimdi 10 dönüm arazide ürettiği çilekleri kendi imkanlarıyla ihraç ediyor.


Çilek mevsiminin geçmesine rağmen geliştirdiği proje ile 10 dönümlük arazide kurduğu sera içerisinde çilek yetiştiriciliği yapan Ömer Özkurt ürettiği çilekleri ihraç ediyor. Çilek yetiştirmeye yaklaşık 10 sene önce bir dönümlük arazi içerisinde başladığını, kendi imkanlarını geliştirerek her geçen sene çilek arazisini genişlettiğini ifade eden Ömer Özkurt son senelerde yapmayı planladığı proje ile arazisine kurduğu serada çilek yetiştirdiğini ve ürettiği çilekleri de ihraç ettiğini ifade etti.

Kendi imkanlarının buna elverdiğini, destek olunması halinde yılın her mevsiminde hormonsuz doğal çilek üretilebileceğini vurgulayan Ömer Özkurt, “Buraya ilk başladığım 10 sene önce açıkta ve bir dönüm arazi ile çilek üretimine başladım. Bu bir dönümü kendi gücümün yettiğince ikiye çıkardım. İkiyi beşe çıkardık ve şuan 10 dönümle uğraşıyoruz. Şuan her geçen yıl genişletmeye bakıyoruz. Tabii ki güç meselesi kendi imkanlarımız dahilinde yapıyoruz. Olanaklar geniş olsa daha aktif çilek de yetiştiririz. Daha güzel modern tesisler de kurabiliriz. Çileği kendim ve aile birliği ile haftada iki gün, yaz boyunca ve sonbahar dönemine kadar iki sefer hasat yapıyoruz ve pazarını burada Kula esnafına veriyoruz. İzmir, Eskişehir, Ankara’dan tüccarlar kendileri geliyorlar alıp gidiyorlar. Satım için sıkıntı yok. İsterim ki 300-500 kilo değil de tonlarca çilek verip de daha fazla pazarcıyı buraya çekmeyi istiyorum." dedi.

KASIM AYINDA BİR HASATTA 500 KİLO ÇİLEK TOPLUYORUZ

"Bir hasatta şuan 500 kilo hasat yapıyoruz." diyen Özkurt, "Yani şu ayın şu mevsiminde 500 kilo hasat yapıyoruz. Bu yaz mevsimine kalırsa 1 ton, 3 ton olur. Yani bu şekilde kendi güçlerimle yapabildiğim olanak bunlar. Dışarıdan devletten bir kuruş desteğim de yoktur. Projem de yoktur. Çünkü bilmiyoruz zaten. Bunları kendi gücümle bir araya getirdim. İnşallah önümüzü açarlar benim gibi herkes kendi gücü ile 100 tane bile olsa daha farklı satışlar doğar çilekler yetişir. 10 senedir çilekle ilgileniyorum. 10 seneden bu tarafa her yıl aşama aşama kendimizi yenileyerek şuan ki ortamda Kasım ayının 15’inde dahi şuan olağan üstü çilek topluyoruz. Ve burada bu işin önünü açacak, ilgili mensuplar önümüzü açacak projeler sunsalar bu memleketimizde bizim daha aktif çilekçilik olur. Kula’da çilekçilik ne kadar çok olursa o kadar Pazar esnafı çok olur. Yani dışarıdan ihracatçı da gelebilir. Çünkü bu aylarda Türkiye genelinde çok nadir yerlerde çilek var. Bu kapasite şuan Türkiye genelindeki çağ açısından yeterli gelmiyor, karşılayamıyor. Tabi karşılayamadığı zaman talep de artıyor. Talep var rakam da yükseliyor ve üretici 3,5 kuruş para kazanıyor. Bunu burada yaygınlaştırsalar, önümüzü açsalar bu memlekette herkes ayında çilek satar. Ayağında pazarını oluşturur. Yeter ki önümüzü açacak projeler devletin sunduğu olanakları bu memleketimize ilgili mensuplar, ilgilenirlerse daha memnun oluruz.” şeklinde konuştu.

Kendi imkanları dahilinde kurduğu serada çilek yetiştiren Ömer Özkurt’u serasında ziyaret eden Kula Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı ve aynı zamanda ziraat mühendisi olan Aytekin Şadan ise, kendi imkanları dahilinde Kasım ayında çilek üretebilen Ömer Özkurt’un projesinin güzel olduğunu ifade ederek, “İlçemizde çilek bundan 7-8 sene önce çok ekonomik değeri olan bir üründü. Fakat ilçemiz ovadan yaylaya geçiş arasında bir konumda olduğu için yani deniz seviyesinde yaklaşık 600 derecede olduğu için iklimsel özelliklerden kaynaklanan çeşitli nedenlerden dolayı üreticimiz yanlış hatalar yaparak çilek ekonomik olmaktan çıkmıştır. Bunda da dediğim gibi iklimden kaynaklanan sebepler var bir de çeşitten kaynaklanan. 3 ay veren çeşitlerle girmiştik biz bu işe fakat daha sonra bu işin böyle olmayacağını, hasat döneminde olan yağışlar nedeni ile üretici para kazanamayınca çilekten kaçış başlamıştır." dedi.

ÇİLEĞİN EKONOMİK DEĞERE SAHİP BİR ÜRÜN OLACAĞINI ÜMİT EDİYORUZ

Ömer Özkurt gibi önder çiftçiler vasıtasıyla hem çeşit değiştirerek yani 8-9 ay ürün veren çeşitlerle hem de örtü altına alarak bu işi daha ekonomik hale getirdiklerini kaydeden Şadan, "Kasım ayındayız ve yılbaşı geliyor. Çilekleri gördünüz. Tabii bizim çileklerimizin özelliği yüzde yüze yakın doğal, organik yani birkaç hasat sürecinde ilaçlamaya dikkat edilen ürün ilaçları dışında kontrollü olarak, hem ben hem de firmalarımızda çalışan mühendis arkadaşlarla kontrolü yapılmakta. Kalıntı dediğimiz sorunu sıfır olan ürünler yetiştirilmektedir. Bu noktada da hem 8-9 ay ürün veren yeni çeşit bulduğu için, gayret ettiği için hem de örtü altına almak, gerçekten cesaret isteyen ve belli bir maliyeti olan bir işti." diye konuştu.

Ziraat mühendisi Aytekin Şadan, "Ben hem ilaç ve gübre olarak hem de örtü çileği yaptığı için elimizden gelen desteği sağlamaya çalıştık ve inşallah bu diğer çiftçilerimize de örnek olup tekrar Kula’da çileğin ekonomik değere sahip bir ürün olacağını ümit ediyoruz. Ama özellikle üstüne basa basa tekrar söylüyorum. Kula’dan çıkan çileklerde, bunu herkes hodri meydan şeklinde de söylüyorum. Ne hormon ne kalıntı kesinlikle sıfırdır. Yani Kula çileği yiyen herkes gönül rahatlığı ile bu çileği yiyebilir. İlk yıllarda fide dağıtımı Sosyal Yardımlaşma tarafından yapıldı. Ama oradaki bazı yanlış uygulamalardan dolayı sıkıntı oldu. Önümüzdeki yıl açıklanacak desteklerle özellikle örtü konusunda devletin destek olacağını tahmin ediyoruz. Ama biz zaten kendimiz üreticiye, ürün vadeli vererek de destek olmaya çalışıyoruz ve elimizden gelen yardımı da yapmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim