Yazmayayım, yazmayayım diyorum ama, yazmadan da olmayacak galiba… Bir oyun  üzerinden bu kadar kavga olur mu? Zaten ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar canımızı yakıyor. Bari keyif için, spor için yapılan oyunlarda birlik ve beraberliğimizi koruyalım…

Yazmayayım, yazmayayım diyorum ama, yazmadan da olmayacak galiba… Bir oyun  üzerinden bu kadar kavga olur mu? Zaten ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar canımızı yakıyor. Bari keyif için, spor için yapılan oyunlarda birlik ve beraberliğimizi koruyalım…

Lafı fazla evelemeden gevelemeden Büyükşehir’in Bodrum maçına getireyim… Bu maç ile ilgili yazdığım yazı sitenin arşivinde mevcut… Olabildiğince sahanın içinde kalmaya çalıştım, sahanın dışındaki yorumlarımda da Bodrum’un güzelliklerini anlatmaya çalıştım… Saha içindeki çirkinlikleri kalemime taşımadım…

Ama Pazartesi gününden beri bakıyorum Bodrum cephesinden çıkan açıklamalara inanılacak gibi değil. Tamam bir başkan olarak kulübün menfaatlerini koruyacaksın… Orada bir sıkıntı yok… Ancak, açıklamalarını yaparken de biraz haddini bileceksin… Sınırı açmayacaksın. Aşan olursa da ona anladığı dilden cevabı vereceksin…

Şimdi bizde öyle yapalım… Bodrumspor başkanına anladığı dilden yazalım…

Sayın Başkan, Almanların güzel bir sözü ile yazıya başlayayım. Ne diyor Alman… Herkes kendi evinin önünü süpürse, her yer tertemiz olur… Yani şunu diyor. Herkes önce kendi işine baksın… Sen önce kendi takımına bakacaksın… Karşı takım kaç paraya kurulmuş… Teknik Direktörü ne kadar transfer yaptırmış… O işlere girmeyeceksin…

Sana bugüne kadar kimse şu soruyu sordu mu bilmiyorum ama, ben sorayım…  Sayın başkan, Ege’nin  güneşin eksik olmadığı, mavinin olduğu, yeşilin bol olduğu en güzel ilçesinde sentetik zeminin ne işi var?

Aklına 4-0’lık yenilgiye kılıf olarak zemini gösterdiğim gelmesin… Maçı hak eden takım kazandı. Bunu da yazdık. Çünkü sahada Belediyespor diye bir takım yoktu. Kötü gününde olan bir takım vardı…  Kırmızı karta rağmen sahada centilmence mücadele vardı…

Ama ya tribünler sayın başkan… Bilmiyorum bir maçta 90 dakika annenizin, eşinizin, yakınlarınızın kulaklarını hiç çınlattılar mı? Futbola yıllarını veren Levent Eriş’e 90 dakika boyunca küfür edildi… Kılınız kıpırdamadı? Maç bitti, rakip takımın soyunma odası önünde halaylar çekildi… Tahriklerle ortamın gerilmesine çanak tutuldu… Allahtan sağ duyulu insanların sayısı fazlaydı, bu tahriklere gelinmedi…

Kısacası sayın başkan, Ege’nin şirin ilçesi Bodrum’da küfürle ağırlandık, küfürle yolcu edildik… Maçlar kazanılır, kaybedilir… Ama dostluklar her zaman ebedi kalır… Ben bunu bilir bunu söylerim… Bodrum stadyumunda Levent Eriş’e maçın başından sonuna kadar küfür eden küfürbazları savunmanın da bir anlamı yoktur...