Manisaspor, Göztepe’ye 0-3 yenildi.
Skor 0-30 olsa dahi abartmıyorum, bu başkan ve yönetim onurlu bir duruş gösterip istifa etmezdi.
Devletin ve yasalarının spor kulüplerindeki suiistimali görmezden geldiği bir ülkede, taraftar yönetimi istifaya davet etmiş, bunlar çok da önemli mevzular olmuyor.
Taraftar ne derse desin, bu kulübün başkanı kendi isteğiyle o koltuktan kalkmadığı sürece Manisaspor değişmez.
Çünkü yasalar tam da başkanların isteği doğrultusunda çalıştırılıyor.
Dolayısıyla sırf bu yönetimin gitmesi için Manisaspor’un yenilmesini isteyenler, başka hayaller kursunlar.
0-30 değil 0-100 olsa dahi gitmeeeeezz!
Çünkü gitmemesinin nedeni gayet açık ve net!
Bunu herkes iyi biliyor.
Ligin üzerinde bir kadrosu olan, mali gücü, ve camiasıyla aynı sıklette olmadığımız takımlara karşı mücadele etmek zordur. Hele ki sisteminizi oturtmadıysanız, takımına hakim olamayan stajyer bir hocayla sahaya çıkıyorsanız, sonuç kaçınılmaz olur.
Göztepe’ye yenilebiliriz, bu gayet doğal.
Ama böyle silik bir futbolla değil.
Gözümüzün içine baka baka bu armaya gönül veren taraftarları üzmeye kimsenin hakkı yok.
Pazartesi akşamı gördüklerim, yaşadıklarım, bana yeni şeyler öğretti.
Biz Göztepe’yle şu dostluk meselesini baya bir abartıyoruz.
Manisasportaraftarı-yönetimi Göztepe’ye aşırı derecede sempati duyuyor.
Bu sempati, Göztepe’nin düşmanı olan Karşıyaka düşmanlığını doğuruyor.
Yani dostumun düşmanı benim de düşmanımdır.
Göztepe, Karşıyaka ile düşman diye biz neden düşman olalım?
Buna mecbur muyuz?
Bilet fiyatları açıklanmadan önce Gediz kale arkası tribünlerinin tamamını rakip takıma açacaklarını öğrendiğimde, yüzlerine karşı uyardım, “olmaz” dedim, üstelik bir gün sonra “Evimizde deplasman mı?” diye haber yaptım. Atmosfer “Göztepe lehine olabilir, aman dikkat” dedim.
Bunu neden dedim?
Passolig sayımıza bakarak elbette. 4 bin küsuratlı passolig sayımız varken, (bin-bin 500 kişiye oynuyorken) 3750 kişilik gediz tribününü açmak kendi ayağımıza sıkmak gibi bir şeydi.
Nitekim üç kuruş uğruna karar aynen uygulandı ve korktuğum başıma geldi.
Utanç dolu bir gece geçirdik….
Maç başladı, Göztepe taraftarı sazı eline aldı… Böyle altın tepside sunulan ortam kaçar mıydı hiç? Koro halinde “Her şeyden öte sevdik biz seni!..” diye bağırdılar.En acı olanı neydi biliyor musunuz? Bu utanca imza atanların protokolden hayran hayran Göztepe taraftarına bakmasıydı.
Localarımız bile satılmış…
Maçları protokolden izlemeleri daha doğru olan Göztepe Başkanı Mehmet Sepil ve arkadaşları, basın tribünün yanındaki locada birlik ve beraberlik gösterisi sunuyorlardı. Atkı ve pankart açıyorlardı.
Öyle tipler vardı ki, bir gecede masaya milyon eurolar koyabilecek türdendi. Sepil’in etrafındakiler, Manisaspor’un 3 puanının silinmesine sebep olan Makukula+Benfica+Iwanski sorununu bir gecede bitirebilecek maddi güce sahipler. 3 tane ayrı takımı olan Göztepe, sıklet farkından ötürü golleri attıkça coşuyor, gecenin tadını çıkarıyordu. Taraftarlar da kendi arasında Siyah-Beyaz, Sarı-Kırmızı çekiyordu.
Plağı terse çevirsek acaba İzmir’de Manisaspor 3-0 önde olsaydı, Göztepe taraftarı aynı centilmenliği gösterir miydi? Gerçekçi olalım. Bırakın, siyah-beyaz çekmeyi, o stadı bu skandala imza atanların başlarına yıkardı beyler! O yüzden abartmayalım, Göztepe ile ilişkilerimiz iyi olabilir ancak Manisaspor’un menfaati her şeyin üstünde gelir.
Manisasporlu futbolcuyu düşünün, evinde maça çıkıyor, yarıdan fazla taraftar farkıyla deplasmanı yaşıyor. Topu ayağına alıyor, yüksek bir şekilde ıslıklanıyor.
Okan Buruk, oyuncularına “vitesi düşürün” demese az kalsın 5’lik olacaktık. Öyle bir atmosfer yaratıldı ki Manisaspor sevgisini aşılamak için çocuklarımızı o maça getirsek, çocuk, Göztepe’nin tribünlerine bakarak, “baba biz yanlış yerde duruyoruz” der.
Nitekim öyle de olmuş. Bizim Manisaspor taraftarı Fatih Yerkazan’ın minik oğlu, bu skandaldan ötürü Göztepe taraftarına sempati duymuş.
Heyy! Yavaş olun, yavaş!
Kulübü kötü yönetirken, gelecek nesillerimizin Manisaspor sevgisiyle oynamayın bari! Bu şehrin ayarlarıyla oynayanların, bu ligde parası yok. ManisasporStore’si yok. Stat reklamları yok. Forma reklamı yok. Yok oğlu yok!
Gelelim, maçtan sonra söylenen isyan marşına… O marşı taraftar ve futbolcular hep bir ağızdan söylerken, Manisa 19 Mayıs Stadyumu başıma yıkılıyordu adeta. Stat başıma yıkılıyorken, bazıları çok matah bir şeymiş gibi olayı kameraya aldılar… Dostluk hikayesi bahanesiyle olayı sempatiye dönüştürmeyin ayıptır!
Yöneticilerimiz, tribünlerimiz rakibe fazlaca saygı duydu; sahadaki teknik heyetimiz ve futbolcularımız ne yaptı? Onlar da doğal olarak saygı duydu.
Özellikle Koray efendi öyle bir saygı duydu ki 2-0 yenik duruma düştükten sonra oyuncu değişikliği yaptı.
Biz bu saygı işini baya bir abarttık.
Sempati duyduğunuz bu Göztepe, amatör kümelere düşmüş, profesyonel ligden takım satın alarak yaşama tutunan bir Göztepe’dir. Parayı basıp milyonları savuruyorlar ama hala ortada bir başarıları yok. Son yıllarda futbolu bildiklerini ve yönettiklerini de sanmıyorum. Manisaspor’un parası varken, vestel dönemlerinde Göztepe’nin esamesi bile okunmuyordu Türkiye Futbol Ligleri’nde. O yüzden herkes işine baksın.Manisaspor 2. Lig’e düşerse bizi Göztepe kurtarmayacak!