MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
7 Haziran seçimlerinin ardından CHP'nin tavrıyla ilgili konuşan Bahçeli, "Bizi PKK ile koalisyona sokmak istediler. CHP'nin kuyruk acısı taa bu zamana kadar dayanıyor. Yüzde 60'lık blokla masaya otursaydık, bunu şehitlerimize, tarihimize nasıl açıklayacağımızı bilen var mıdır? Milletimizin çıkarlarıyla uyuşmayan bir koalisyona sonu ölüm de olsa girmeyiz, giremeyiz" diye konuştu.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:
Bugün ne yaşıyorsak, hangi sorunla boğşuyorsak dünden bağımsız değildir. Çetrefilleşen meselelerin tarihi bir arka planı vardır. Bu arka plan uzak ya da yakın geçmişe dayanabilecektir. Çözümü ertelenmiş problemler zaman içinde büyümektedir. Türkiye şu an önünü görmekte zorlanıyorsa öncelikle sorumluluk mertebesinde bulunanalar özeleştiri yapmak durumundadır.
Ülkemizin bu içler acısı tuzağa nasıl düştüğüdür. İkinci aşamada vahamet düzeyindeki yanlışların tekerrür etmemesi içine nelerin hangi hız ve kıvamda yapılması gerektiği sorgulamaktır. Vereceğimiz doğru cevap bundan sonrası daha tedbirli, daha ihtiyatlı siyasi tutumları doğurcaktır. 
"ÜLKEMİZ VAHŞİ KALKIŞMAYLA İRKİLMİŞTİR"
Ülkemiz 15 Temmuz akşamı vahşi kalkışmasıyla irkilmiştir. 1 Kasım seçimleri öncesi Türkiye aşırı gerilmiş, milletimiz bitap ve yorgun düşmüştür. 7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar geçen sürede demokrasinin ilke ve usulleri ufalanmıştır.
Bu sürede siyaset dağınık, toplum karışık, iktidar bulanık, gelecek karanlık bir görüntü çizmiştir. 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren terörizm Türkiye'ye saldırmıştır. Türkiye'nin yıkımını projelendiren mihraklar üzerimize gelmiştir. 7 Haziran'dan bir gün sonra yeniden bir seçim yapılması için kolları sıvayanlar samimiyetsiz koalisyon arayışlarından sonra 1 Kasım'ı hazırlamışlardır.
1 Kasım kaygı ve korkularla çembere alınmıştır. Siyasi centilmenliğin yok sayıldığı, nezaket ve zarafet döneminin son bulmasıyla gerçekleşmiştir. 15 Temmuz felaketi bu huzursuzluğu şiddetlendirmiştir. 
"KAVGAYLA MESAFE ALAMAYACAĞIMIZ MALUMDUR"
İçinden geçtiğimiz sorun ve sıkıntıları kavrayabilmek ve aşabilmek için 7 Haziran beri etkin olan yanlış siyaset dilini teşhis etmek şarttır. Her siyaset adamının geçmişi inceleyip hanesine düşen sorumluluğu kabullenmesi gerekir. Kavgayla mesafe alamayacağımız malumdur. 7 Haziran-1 Kasım arasında yaşananlara tarih yazacaktır.
"BİZE HAYIRCI DİYENLER..."
O zaman MHP'nin hakkı Allah'ın izniyle teslim edilecektir. Bize hayırcı diyenler, koalisyondan kaçtığımızı uyduranlar mahçup olacaklar. Tarih bir kez daha yüzümüzü ak edecektir. 7 Haziran'dan sonra tertip edilen kara kampanyalar MHP'yi ele geçirme stratejilerinin ara istasyonlarıdır. Bu faturayı bize çıkarmakla kalmayıp, 2 Kasım sabahı ufkumuzu kapatmaya heves edenler, MHP'yi kirli operasyona alet etmek isteyen çürümüşlerdir.
7 Haziran'dan sonra Türkiye'nin toparlanması için yöntemler gösterdik hata mı ettik? Siyasetin sorumluluk almasını, ülkenin hükümetsiz bırakılmamasını arzuladık çok şey mi istedik? Seçimden en çok oyu alan AKP ile CHP hükümet kursun, ülkenin hayrınadır dedik, 32 gün toplanıp dağıldılar.
"CHP'NİN KUYRUK ACISI BU ZAMANA DAYANIYOR"
Bizi PKK ile koalisyona sokmak istediler. CHP'nin kuyruk acısı taa bu zamana kadar dayanıyor. Yüzde 60'lık blokla masaya otursaydık, bunu şehitlerimize, tarihimize nasıl açıklayacağımızı bilen var mıdır? Milletimizin çıkarlarıyla uyuşmayan bir koalisyona sonu ölüm de olsa girmeyiz, giremeyiz.
"BİZİ YÜZDE 60'LIK BLOKA MAHKUM ETMEYE KALKTILAR"
Bizi yüzde 60'lık bloka mahkum etmeye kalktılar. PKK ve İmralı canisiyle ortaklığa sürüklemeye çalıştılar.
İnançlarımızla, Türkiye'nin gerçekleriyle bağdaşmayan bir koalisyona sonu ölüm de olsa girmeyiz. Adımız MHP'dir, manevi muhafızlarımız bir hilal uğruna kefensiz yatan ülkücü şehitlerimizdir.
"SANDIKLARDA BULAMADIĞIMIZI SOKAKLARDA MI ARASAYDIK?"
Dediler ki, MHP AKP'nin önünü açtı, dediler ki, MHP AKP iktidarının devamını sağladı. Milli iradenin neye karar verdiğinin hem yabancısı, hem hazımsızıdır. Millet ne derse o değil midir? Ne yapsaydık sandıkta bulamadığımızı sokakta mı arasaydık? Demokrasiden bulamadığımızı kaosla mı elde etmeye çalışsaydık?
Biz yalnızca Türkiye'nin önünü açar, düğümleri çözeriz. MHP, kulislerin, lobilerin, çıkarcıların, elit ve kaymak tabakanın değil, Türk milletinin eseridir.
Türk siyaseti kısır çekişmelerden, hizip ve bloklaşmalardan bir fayda sağlamamıştır. Türkiye kaybetmiş, milletimiz zarar görmüştür. Üslup kirliliği, vizyonsuz söylemler, ülkemizi geriye düşürmüştür. Siyasetin milli ve manevi kıstaslar dahilinde klasik ezberlerinden sıyrılması ve milletimize kılavuzluk yapması acil ihtiyaçtır.
Kastımız siyasetin iktidar ve muhalefet arasına sıkıştırılmamasıdır. Ülkemüz ve milletimiz daha parlak, daha adil ve huzurlu geleceğe ulaşacaktır. Siyaset erdem ve değer alanından soyutlanırsa kriz üreten hastalıklı bir organizmaya dönüşecektir. 
"DEVLETİN UR GİBİ SARILMASI BOŞUNA DEĞİLDİ"
Siyasi tükenmişlik hali, devlette gel gitler darbeci teröristlere kapı aralamıştır. Kendi içimizde çözemediğimiz her meseleye iç ve dış odaklar müdahil olmak için uygun ortam kollamışlardır. Türkiye söküğü varsa bizzat dikebilecek kabiliyettedir. Bu itibarla Türk siyaseti yapısal sorunlarından arınıp yeni bir milat, yeni bir mutabakat anlayışıyla 15 Temmuz'dan sonra belirlenen şartlara uyum sağlamalıdır.
Türkiye yeni bir Mondros ve Serv süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Teröristler vatana millete bomba yağdırmış nefret saçmışlardır. FETÖ canileri başarılı olsa bugün vatandan söz edebilecek miydik? Devletin ur gibi sarılması boşuna değildi. 1919 yıllardan sonra ilk kez işgal girişimi gerçekleşmiştir. Türkiye kefeni yırtmışsa bunun şeref payesi Türk milletine aittir. Biz bundan iftihar ediyoruz.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri sarsmıştır. FETÖ ile süren mücadelenin sosyal maliyetini hesaba katmak zorunludur. 29 Ekim'de yayınlanan KHK'lar ile 10 bin memur ihraç edilmiştir. İade edilenlerin sayısı da az düzeydedir. FETÖ ile bağlantılı olanlar devletin hiçbir kadamesinde tutulmamalıdır. Ancak artan şikayetleri incelemeden insanlığı açlığa itmek hiçbir değerle bağdaşmaz.
Eften püften nedenlerle iktidar gücünü kötüye kullanmaktan uzak tutulmalıdır. Kripto FETÖ'cülerin hala görevde olduğu dile getirilmektedir. Bu açıklığa kavuşturulmalıdır. İktidarın soğukkanlı, sabırlı hareket etmesi tavsiyemizdir. İktidar FETÖ ile mücadelede hukukun temel ilkelerinden ayrılmamalıdır.
Siyaset ayağına değmeyen, dokunmayan FETÖ ile bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür. Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Hukukun üstünlüğüne bağlıysak başka türlüsünü düşünmek imkansızdır. Kimin Bylock'çuysa deşifre edilsin, kim yardım ve yataklık yaptıysa gereği yapılsın.
HÜRRİYET'İN BYLOCK HABERİNE TEPKİ
Bylock ile gazetelerde röortajları yayınlanan ajan ve alçakların manipülasyonlarla FETÖ operasyonlarının sulandırılmak istendiği ortadadır. Gizlenmiş abi ve ablaların gizlendikleri delikten çıkarılması, FETÖ elebaşının ülkemize getirilmesi hükümetin tarihi görevidir. Yurtta Sulh Konseyi başta olmak üzere FETÖ her şeyiyle ortaya çıkarılarak yargılanmalıdır.
İDAM AÇIKLAMASI
Son günlerde alevlenen idam tartışmasını değerlendirmektediz. Cumhurbaşkanı idama gönüllüdür ve onaylayacağını beyan etmiştir. Başbakan da idamın toplumsal talep olduğunu ifade ederek, Meclis'te uzlaşma olması durumunda destekleyeceklerini söylemiştir.
İdama bakışımız net ve bellidir. MHP, İmralı canisinin asılması konusunda tavrını gösterirken, karşımızda oluşan gökyüzü koalisyonu tavrını belli etmiştir. Madem idama ihtiyaç var, milletimiz bunu istemekte, o halde fuzuli konuşmaya, kaçak güreşmeye gerek yok.
AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Başbakan hazırsa gelin bu işi bitirelim. Savaş suçlarına idamı düzenleyen tasarı veya teklif TBMM'ye gelmesi halinde, MHP gereğini yapacaktır. İdama karşı gelen, ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın. Bizim sözünü dinleyeceğimiz tek merci Türk milletidir.
Editör: TE Bilişim