Siyaseti oldum olası sevmem ve hep mesafeli durmuşumdur. Kendimi halihazırdaki hiçbir parti içerisinde konumlandıramam. Elbette ülkemin sorunlarına karşı duyarsız değilim. Ama siyasetin içerisinde olamam. Bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu şu birkaç gündür daha net bir şekilde anladım. Sanmıyorum ki dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde siyaset bu kadar kaba, bu kadar yıkıcı, bu kadar halktan ve insanlardan uzak yapılsın. 
Manisalıyım. 25 yıldır işim gereği memleketimde yüzlerce organizasyon gerçekleştirdim. Benim kentimde iş yapmak oldukça zordur. Tüm bu zorlukları bu yaşıma kadar göğüsledim ama an itibariyle hakikaten yıldım ve olmamam gerekir ama şaşkınım. Don Kişot kadar deli olduğumu ve hayal dünyasında yaşadığımı düşünüyorum.
İlkini büyük zorluklarla düzenlediğimiz Manisa Kitap Fuarı’nın ikincisini açtık. İlkine göre katılan yayınevleri ve yazarlar anlamında çok daha geniş katılımlı ve içerik olarak zengin bir fuar oldu. Açıldığı günden bu yana Manisalıların göstermiş olduğu ilgi de bunu ispatlıyor. Çoluk çoluk binlerce Manisalı daha şimdiden fuarı ziyaret edip mutlu ve memnun ayrıldılar. Sevdikleri yazarlarla buluştular, kitaplar satın aldılar. Ama biz, fuar açıldığı günden beri işimizle değil siyasilerle uğraşmak zorunda kaldık. Ulusal basına fuar ile olduğumuzdan daha çok siyaseten malzeme olduk. 
Ülkemizde yapılan tüm kitap fuarlarında olduğu gibi fuara öğrenci ziyaretini Milli Eğitim ile planlamıştık. Öğrencilerin taşınması ile ilgili de belediyelerimizden destek arayışına girdik. Manisa Büyükşehir Belediyesi, Şehzadeler Belediyesi ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’ndan kısmen de olsa destek bulduk ve büyük çoğunluğunu kendi bütçemizden olmak üzere 35 bin öğrenciyi fuara taşıyabilecek bir organizasyon yaptık. Ne olduysa Yunusemre Belediyesi ile destek görüşmemizden sonra oldu. Belediyenin özel kalem müdürü Mustafa Irmak fuara katılan yayınevlerinin yazarlarını beğenmeyerek Milli Eğitim Müdürlüğü’ne “bu organizasyonun içerisinde olmayın” demesiyle konu buraya kadar geldi. Milli Eğitim çekildi, fuara gelmeyi büyük bir heyecanla bekleyen Demirci köyünden tutun da merkezdeki okullara kadar bir çok öğrencinin sevinci kursağında kaldı. Milli Eğitim çekilme kararını önce şaka olduğunu düşündüğüm sonrasında da halen inanmakta güçlük çektiğim iftira ve karalamalarla dolu bir whatsapp mesajıyla öğretmenlere bildirdi. Bize de hala bu güne kadar resmi bir bildiri yapılmış değil.
Bunları yazmaktan utanç duyuyorum ama Manisa 2. Kitap Fuarı’nda Alparslan Türkeş’in damadı Manisalı Yetik Ozan’ın anıldığı söyleşi de yapılıyor, Yeni Asya da yazarlarını getiriyor, Engin Alan da kitaplarını imzalıyor, Mustafa Ali Aktaş da, Dr. Muhammed Fatih Şahin de, İsmail Saymaz da, Ufuk Tufan da, Orhan Haşim Elmalı da...
Yani her siyasi görüşten yazarlar ve akademisyenler var. Peki fuar sırf bundan mı ibaret? Tabii ki hayır. Birçok önemli edebiyatçı ve şairler var. Katılımcı yayınevlerinin ve yazarların tam listesi snsfuarcilik.com.tr adresinde var, dileyen bakabilir.
Peki bu duruma neden geldik? Zaten az sayıda kültür sanat etkinliğinin olduğu Manisa’da yapılan bir kitap fuarı memleketin siyasi gündeminin ortasına düştü? Siyasi akıl oyunlarına kafam pek basmaz ama bugün Akit Gazetesi’nde yayınlanan bir köşe yazısından sonra sanırım neden olduğunu anladım. 
Yerel siyasi çekişmenin kurbanı olmuşuz. Akit köşe yazarı Ali Karahasanoğlu “Manisa’yı MHP mi HDP mi kazanmıştı?” başlıklı bir yazı yazmış. Fuara yayınevleri tarafından getirilen birkaç yazarın HDP’li olduğunu varsayarak (ki olsa ne olur?) ve bu yazarları sanki Manisa Büyükşehir Belediyesi getirmiş gibi Başkan Cengiz Ergün’ü suçluyor. Yani neresinden tutarsanız tutun yalan, kötü niyet ve karalama.
Ali Bey;
Fuarları fuarcılık şirketleri düzenler, belediyeler değil. Yazar listelerini belediye başkanları yapmaz. Doğrudan profesyonel bir fuarcılık şirketi tarafından düzenlenmeyen, belediyelerin programı belirleyerek ihaleye çıktığı kitap fuarları da nadiren var. Ama bizim fuarımız onlardan biri değil. Yurtiçi Fuar Takvimine göz atarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Belediyelerin ihale usulü düzenlettiği fuarlardan bir örnek vererek yazınızın tutarsız olan bir başka yönüne de dikkat çekeyim.
Mesela “Kocaeli Belediyesi”. 
Bildiğiniz üzere AK Parti'nin bir belediyesidir ve her yıl kitap fuarı düzenlemek için ortalama 1 buçuk milyon liralık bir bütçe ayırır. Bu bütçeyle de oraya her görüşten yazar getirir. Mesela bu yıl ki yazarlarından bazıları şunlardır:
Ahmet Ümit (hani şu yazınızda HDP’li olduğunu iddia edip suçladığınız), 
Cüneyt Özdemir, Ümit Zileli, OT Dergisi’nin tüm yazarları (yazınıza konu edip gezici olarak suçladığınız)
Hanefi Avcı, Ataol Behramoğlu, Metin Uca, Daha yazayım mı? Konu anlaşıldı mı acaba? Benden size tavsiye kraldan fazla kralcılık pek iyi bir şey değildir Ali Bey.
Bunları yazmaktan utanç duyduğumu tekrarlamak istiyorum. Çünkü bana göre fikri olmayanlar, fikre düşmandır. 
Ali Bey;
Manisa ülkemizde en çok göç alan kentlerden biridir ve Manisalılar yıllardır ayrışmadan, bölünmeden, kavga etmeden bir bir arada yaşar. Sizin bu nefret kokan cümlelerinizi umursamaz. Bizi böyle gündem etmeye çalışmayın. 
Ve son olarak Ali Bey;
Manisa’da Cengiz Ergün’ün yeniden MHP’den aday olması sizi bu denli rahatsız ediyorsa bunu lütfen fuarımız üzerinden dile getirmeyin. Yalan söylemeyin ve iftira atmayın. Nefret dilinizi fuarımızdan ve Manisa’mızdan çekin. Buradan size ekmek çıkmaz, ekmeğini yediğiniz kişilere de bunu söyleyin.
Fuarımıza katılan tüm yayınevi ve yazarlara, şu 3 gün içerisinde ziyaret eden binlerce Manisalıya teşekkürlerimi sunarım. 7 Ekim’e kadar fuarımız ziyarete açıktır. Gelin, görün ve tüm çıkar odaklı siyaset yapanlara inat kitap kokusunu içinize çekin, dinginleşin, konuşun, tartışın.