Daha fazla ücret alabilmek için mesai yapıyoruz, ailemizle zaman geçiremiyoruz, fabrikalarda çalışıyoruz” diye konuştu. 
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Erdoğan Daloğlu, son zamanlarda yapılan çalışmalarla taşeronların haklarının de iyileştirilmeye çalışıldığını vurgulayarak, “Bir sene öncesine kadar taşeronda herhangi bir hak yok iken, şuan yıllık izinden ücret artışına kadar, sosyal haklara kadar haklar geldi. Kamuda işler iyi giderken, maalesef özel sektörde çok ağır gidiyor. Çalışan askeri ücretin artışına bel bağlıyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 30’luk bir artış olmuştu, bu yıl yüzde 8’lik bir artış oldu. Asgari ücret bin 404 lira oldu. Fakat yeter mi tabi ki yeterli değil. Biz örgütlenerek bu çıtayı daha yukarı çıkarabiliriz. Ama ne yazık ki kendimizi tamamen asgari ücrete endekslemişiz, asgari ücret neyse bizde kaderimize razı olup, bu ücret bize yeter deyip o şekilde hayat sürmeye devam ediyoruz” dedi.

“Fazla mesai ile ailelerimizden ayrı kalıyoruz”
Asgari ücreti artırmak için fazla mesai yapıldığını ifade eden Daloğlu, “Ücretimiz biraz daha artsın diye hafta sonları bile çalışıyoruz. Bu sefer ailemizden, çocuklarımızdan ayrı kalıyoruz. Bunlar bizim aile birlikteliklerimizi bozuyor. Dünyada günde 8 saatin altında çalışılmaya çalışırken, biz 12 saat çalışıyoruz. Bu hem aileler, hem de çalışanlar için dezavantaj bir durumdur. Türkiye’de en çok boşanma olan illerden biri de Manisa’dır. Ücret dağılımın yetersiz oluşundan kaynaklanıyor. Çünkü ailemizle zaman geçirmiyoruz. Ailemizle geçirmemiz gereken zamanı fabrikalarda çalışarak geçiriyoruz." diye konuştu.

"50 bin kişinin sadece yüzde 10'u sendikalı"
Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 50 bin insanın çalıştığını, bunlardan sadece yüzde 10’unun sendikalı olduğuna dikkat çeken Daloğlu, bu durumun sadece Manisa’da değil Türkiye genelinde aynı olduğunu söyledi.
Sendikalaşma konusunda kamuda değil de özel sektörde bir fişlenmenin olduğuna vurgu yapan Daloğlu, “Sendikalı bir işyerinde çalışırken, sendikasız bir işe girdiğinde iş yeri sahibi git sendikadan istifa et demle cesaretini gösteriyor. Sendika anayasal bir haktır. Anayasal hakkı hiç kimsenin çiğnemeye hakkı yoktur. Bunlar bir anayasayı ihmal ediyor. Kişi bu sefer korkuyor, ekmeğini mi kazanmak yoksa örgütlülüğünü mü kazanmak sıkıntısına gidiyor. Böylece gidip istifa ediyor. İşverenlerin ciddi bir baskısı var üzerlerinde. Kamuda çok daha rahat. Ama özel sektörde bütün inisiyatif iş verenin elinde.” dedi.
Editör: TE Bilişim