Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi’nin Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün kararlı duruşuyla kimsenin hayal edemeyeceği büyüklükte bir proje olduğuna vurgu yapan Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ertuğrul Yıldırım, “Manisa’da 40 yıldır kanayan yara olan evsel atıkların yanında çöpler olarak bilinen atıklarla alakalı bir takım çalışmalara girilmiş. 2005 yılında İPO projesi kapsamında yapılan bir takım, 2007 yılında bir takım çalışmalar olmuş ama bu süreçte kararlı olmak bu tarz sorunları çözmek için ana sebepti. Bizim Büyükşehir Belediye Başkanımızın kararlı duruşuyla; değil Manisa’nın, değil Ege’nin Türkiye’nin dahi gözbebeği konumuna gelen bir tesis kazandırdı.  Bu tesis yapılırken biz bunları çok anlatmaya çalıştık. Geçen yıl 2300 civarı bir öğrenciye eğitimler vererek anlatmaya çalıştık. Bu tür polemiklere konu olmasını istemiyorum ama şu da hoşuma gidiyor, bazı insanların hayalinin alamayacağı projelerin yapılmasını anlaması güç. Biz de üzerimize düştüğü gibi anlayamadıkları noktada tesisimizin ne olduğunu anlatmak için buradayız” dedi.
“2030 yılındaki politikayı şu an gerçekleştiriyoruz”
Uzunburun Katı Atık Bertaraf Tesisi’ni “ilk etapta Turgutlu, Ahmetli, Saruhanlı, Şehzadeler ve Yunusemre ilçelerinin atıklarını alıp, geri dönüşümü mümkün olan atıkların geri dönüşümünü sağlayıp organik atıklardan kompost gübre oluşturup dönüşümü mümkün olmayan atıkların içerisinde yanabilir ve yanamayan olarak ayırıp yanabilir olanları ilgili çimento fabrikalarına yanamayanları da sızdırmazlığı sağlanmış düzenli depolama yapılarak bertarafı sağlanan bir yer” olarak tanımlayan Yıldırım, “Evsel olarak gelen atığımızın yüzde 100 olarak değerlendirirsek yüzde 21’ini bertaraf ettiğimiz bir atık. Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin dahi 2030 politikalarında bu süreçler var. Diyalog halinde bulunduğumuz ülkeler olsun, Balkan ülkeleri olsun onların bile hedefi, yüzde 10 ile yüzde 30 arasında atık gömülümünü sağlamak. Biz 2030 yılındaki politikayı bile şu an gerçekleştiriyoruz. Biz bununla da yetinmeyip yine Büyükşehir Belediye Başkanımızın talimatıyla, Cumhurbaşkanımızın eşinin de takip ettiği sıfır atık politikasında bir yakma tesisi oluşturuyoruz. Bu yakma tesisi ile bu yüzde 21 dediğimiz geri dönüşümü mümkün olmayan atıklar da yakılarak enerji üretilerek, bu enerji ile de ülkemizin katma değerine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Herkesin evden bir an önce çıksın diye baktığı atığı inanılmaz değere dönüştürüyoruz. Geri dönüştürüyoruz, hammadde olarak kullandırıyoruz, gübre olarak alıyoruz park bahçemizde kullanıyoruz. Nihai son kısmı da inşallah yakarak bertaraf edip enerji elde ederek elektrik üretmeyi hedefliyoruz. Zaten şu an 6 vahşi depolama alanında biz bunu yapıyoruz. Ürettiğimiz ortalama hedefimizdeki enerji miktarı çok yüksek. Ortalama 70 binin üzerindeki bir konutun enerji ihtiyacını karşılamayı planlıyoruz. Biz bu hedefleri yaparken, güzel olan şeylerin bir takım çevrelerin zoruna gideceği konusunda şüphemiz yok. Biz bu konulara alıştık” diye konuştu.
“Tüm Ege’ye hitap edecek çamur bertaraf sistemi”
Tesisin işleyişi hakkında da bilgiler veren Yıldırım, “Öncelikle biz Uzunburun Katı Atık Bertaraf Tesisini yapıp işletme esnasında devlet ihale kanununca ihaleye çıkıp, ilgili firmanın ihaleyi kazanarak işletmesi üzerine verilmiş bir sistem var. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve bakanlık nezdinde de bu tesis sürekli kontrol ediliyor. Bakanlığımızın bize verdiği yetki ile 183 adet atık bertaraf etmekteyiz. Önceki hafta Cuma günü Aydın’da bakanlığımız tarafından yapılan arıtma çamurları konulu bir sempozyum vardı. Ege bölgesinde 8 ili çağırmışlardı, ODTÜ ile birlikte. 8 bölgede dahi Manisa sınırları içinde oluşan tehlikesiz arıtma çamurlarına ve istenirse tüm Ege’ye hitap edecek arıtma çamurlarını bertaraf edecek bir sistem şu an bizim Büyükşehir Belediyemizin kontrolünde olan Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi’nde kullanılıyor. Biz alanımızdaki atığı evselle nitelendirmeyip biz acaba endüstriye, üreticiye nasıl faydalı olabiliriz düşünceleriyle her türlü sıkıntıya çözüm üretmek için şu an çalışıyoruz çalışmaya da devam edeceğiz” dedi.
“Gereken neyse yapmaya hazırız”
Ortaya atılan iddialara da açıklık getiren Ertuğrul Yıldırım, “İddiayı şöyle değerlendiriyorum, Katı Atık Tesisimize kimyasal atık geldi, bununla ilgili videosunun ya da resminin olduğuyla ilgili bir iddia var. Bu konuyla alakalı öncelikle ben kimyasal denen atıkların bertarafıyla ilgili bir bilgi vermek istiyorum. Çevre Şehircilik Bakanlığımız 2018 yılı itibariyle bir sisteme giriş yapmıştır. MOTAT denen bir sistem, tehlikeli diye hitap ettiğimiz atık üreticilerinin bakanlığın sitesine girerek her atığın ismi gibi kodu var, bu koddaki atığımı bertaraf etmek istiyorum. Yetkili kuruluş ve yetkili araçlarıyla önüme sun diye bir yapı var. O kodun karşılığında bakanlık atıkları bertaraf etmeye yetkili kuruluşları ve taşıyacak araçları diziyor. Bu yetkili kurulu ve araçların atığın çıktığı yerden bertaraf edileceği noktaya kadar, bakanlığın MOTAT sistemi ile tek tek kontrol ediliyor. Eğer ki böyle bir iddia varsa öncelikle teşekkür ediyorum, biz de denetleyici belediye olduğumuz için denetliyoruz firmayı, eğer öyle bir iddia varsa, bizim gözümüzden de kaçmışsa biz bunu yayınlamasından mutlu oluruz. Bizi doğru yönlendirmiş olurlar. Gereken önlemler neyse, gerekli yaptırım cezaları neyse biz bunları da hemen yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
75 Vahşi Depolamayı 4’e Düşürdük
Vahşi depolama sorununu en aza indirdiklerini de vurgulayan Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ertuğrul Yıldırım, “Bakanlık tarafından takip edilen bir tehlikeli atığın bizim sahamıza gelip bertaraf edilmesi manidar. Biz bu tesisi yaparken herkesin hayalindeki vahşi çöplüklerin biraz daha modern olmuş hali gibi düşünüyordu. Şu an ki süreçte Manisa sınırları içindeki oluşan tehlikesiz arıtma çamurları, tehlikesiz cüruflar, tehlikesiz bertaraf edilmesi gereken imhalar yaşadığım olayı anlatayım sahada iken, üzüm geldi. Kullanım süresi geçmiş çürümüş üzüm atığı geldi. Biz bunu gömmüyoruz, kompost alanına alıyoruz, kompost işleminden sonra gübreye çeviriyoruz. Onu da değerlendiriyoruz. Bizim yaptığımız süreçte anlaşılması kolay ama anlaşılmadığı için biz bunları kanunen, bakanlığın bize verdiği yetki ile bertaraf edip çevreye, doğaya oluşturabileceği zararı önlüyoruz. Bunu söylerken de Manisa’nın, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’den önceki durumunu izah edeyim. Manisa Büyükşehir Belediyesi olduktan sonra 17 ilçesiyle birlikte il sınırı oldu. Bizim elimizde ne yazık ki 75 adet vahşi depolama alanı kaldı. Vahşi dediğimiz kavram sürekli yanan patlayan her tarafa kötü koku veren, yer altı sularını kirleten, doğayı kirleten ve vahşi depolamaların şöyle bir sıkıntısı var imara açılamayan 75 alan ile karşı karşıyayız. En basit birkaç ilçe, Saruhanlı ilçesinde yaklaşık 20 tane vahşi depolama alanı var. Şehzadeler ilçesinde 8 tane rehabilite edilmesi gereken vahşi depolama alanı var. Akhisar ilçesinde yaklaşık 8 tane vahşi depolama alanı var. Bunların hepsinin alanları ben de mevcut. Biz şimdi 75’i kaça düşürdük. 75 vahşi depolama alanını 4 katı atık alanına dönüştürdük. Neden katı atık diyorum. 75 alanın tamamı herhangi bir kontrolü olmayan herhangi gelişi güzel katı atıkla atılmış olan durumdayken şu an 4 alanımız 24 saat bekçileri olan kontrol altında olup sadece evsel atık, belediyenin evsel atığının atıldığı borulama sistemi ile metan gazının çekilip elektrik üretildiği, bu elektriğin ilgili kuruluşlara satılarak katma değer kazandırılan bir hal aldı. Biz bu 4 alanı da inşallah revizyonu 2018 yılı içinde bittikten sonra süreci değerlendirip onları da tamamen kapatıp, sahamıza almayı düşünüyoruz. 40 yıldır gelen sorunu sihirbazlar gibi bir yılda bitmesini bekliyorlar” diye konuştu.
Yunusemre Belediyesini Örnek Gösterdi
Yunusemre Belediyesi ile yaşanan endüstriyel atık konusundan örnek veren Yıldırım, şunları söyledi: “Yunusemre Belediyesinin ne yazık ki araçlarıyla endüstriyel atık, tehlikeli atık getirmesi ve bizim buna engel olmaya çalışmamızdan kaynaklı geçtiğimiz günlerde yine basına konu olmuştu. Şu şekilde tutanaklarla size izah etmek istiyorum. 2018 yılının birinci ayının 11’inde yine Yunusemre Belediyesi’nden gelen bir endüstriyel atık. Bu bir tehlikeli atıktır. Bu atık evsel atıkla aynı kaba konulduğu zaman bile kontamine dediğimiz tehlikeli atık özelliğine dönmüş olur. 2012’den beri faaliyet gösterdiğimiz, İzmir’in de atığını aldığımız Tıbbi atık sterilizasyon tesisimiz var. Ne yazık ki şu gördüğünüz dilekçeler de onlara ait, ne birinci ayda ikinci ayda ve üçüncü ayda yine Yunusemre Belediyesi’nin araçları ile steril edilmemiş tıbbi atıklar tehlikelilik derecesi yüksek olan, kan alınan şırıngalar hepsi mevut. Bu atıklar yüksek basınçla ya da yakılarak bertaraf edilebiliyor. Herhangi bir temasla, yere yayılması ile oluşabilecek sağlık sorunları oluşturabilecek atıklar. Biz bu atıkları dahi ilçe belediyeleri getiriyor aldırmamaya çalışıyoruz ve almıyoruz da. Gözümüzden kaçmış şeyler olabilir. Ama ben yine şunu iddia ediyorum. Bizim ikinci sınıf tehlikesiz arıtma çamuru, bakanlık tarafından almamız için tüm şartları sağladığımız o tehlikesiz endüstriyel atığı büyük ihtimalle bazı arkadaşlar fotoğraflayıp kimyasal atık olarak beyan etmişlerdir.”
“Kapımız da gönlümüz de açık”
Son olarak sorunların çözümü noktasında herkese kapılarının açık olduğunu belirten Yıldırım, “Biz 31.01.2018’de vali yardımcımız Ünal Bey’in nezaretinde Çevre Şehircilik İl Müdürümüz ve gerekli teknik ekiple birlikte OSB yöneticileriyle daha sonradan ikinci ayın 6’sında da tekstilciler ve orta ölçekli sanayi sitesinin yöneticileriyle toplantı yaptık. Bu toplantı neticesinde Büyükşehir Belediyemizin hem vatandaşına hem de yatırımcıya duyduğu hassasiyeti Büyükşehir Belediye Başkanımız Cengiz Ergün’den de bildiğimiz için biz bu konuda Sayın Valimizin nezaretinde sözlü olarak bizim de bunlara yardımcı olacağımızı beyan ettik. Fakat ilçe belediyelerinin siyasi kaygı taşımadan evsel atıkla tehlikeli atığı karıştırmamasını beyan ettik. Bu beyan neticesinde hala daha aynı sorunla karşılaşıyoruz. Bizim buradaki amacımız çok önceden yapılması gereken ve yapılmayan tüm sorunla biz cesurca karşı karşıya kaldık. Cesurca bunlarla uğraşarak çözüm üretiyoruz. Bu çözüm neticesinde çevre sorunu ulusal, sağlık ve toplumsal bir sorun olduğundan dolayı bu konuda bize yardımcı olacakları durum varsa başımızın gözümüzün üstüne. Son olarak şunu söyleyeyim. Biz aldığımız tüm atıkları analize tabi tutmadan almıyoruz. Örnek vereyim şu firmadan şu atık geldi. Kimyasal atık. Biz hemen listemize bakıyoruz. Hangi firma a firması, ne zaman giriş yapmış hemen bakıyorum. Analizde tehlikeli mi tehlikesiz mi ona bakıyoruz. Altını çizelim bakanlık tarafından akredite edilmiş kuruluşların verdiği analizler. Biz bakanlığımıza da bakanlığımızın yetkilendirdiği firmalara da güveniyoruz. Bunun için de onların beyanlarını kabul ediyoruz. Bu şekilde her atığın ve giriş yapan aracın hem kaydı hem de atıkla ilgili analiz sonucu bizde mevcut. Ben yine söylüyorum. Bilmediğimiz gözümüzden kaçmış bir şey olabilir. Bu süreçte bize yardımcı olmak amacıyla yaklaşılan her konuya kapımızda gönlümüz de açık” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim