Toplantıda konuşan Dernek Başkanı Fatma Ayhan,11. Ege Kadın Buluşmasının, Kütahya’da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Tavşanlı Şubesinin sahipliğinde gerçekleştiğini belirtti. Ayhan,  kadın buluşmasına, Manisa Cumhuriyet Kadınları Derneği başta olmak üzere kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerin kadın sorunları araştırma merkezleri,  baroların kadın hakları merkez ve komisyonları ile meslek örgütlerinin katıldığını söyledi.
 
Fatma Ayhan, Kütahya’da yapılan buluşmaya toplamda147 kadının katıldığını ifade ederek, kadınların haklarını kullanmakta zorluk çektiğine değindi. Ayhan, “Kadınlar yasal haklar konusunda bilgiye ulaşamamakta, haklarından yeteri kadar faydalanamamaktadır. Kadınlara yönelik yasal haklar eğitimlerinin başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere yerel yönetimler, sağlık kurumları, barolar (kadın komisyonları) ve üniversiteler tarafından yaygınlaştırılmasını, Kadın danışma merkezlerinin, ayrı bir bütçe ile müdürlük olarak belediyelerde kurulmasını,  Medyada kadınların yasal haklarına yer vermesini ve devlet eliyle bu yayınların teşvik edilmesini, Kolluk, savcılık, mülki amirliklerde çalışan personelin yasal hak bilinci eğitimlerini almış, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçli ve kadın bakışı açısına sahip kişilerden seçilmesini talep ediyoruz” dedi.
 
Dünya ölçeğinde bakıldığında kadınların sağlığını koruma bilincinin Türkiye’de oldukça düşük olduğunu ifade eden Ayhan, “Kültürel algı ve toplumsal baskının bir sonucu olarak kız çocukları ve kadınlar bir sağlık sorunu olduğunda psikologa ve jinekoloğa gidememektedir. Cinsellik toplumumuzda halen olağandışı, halen tabu olarak algılanmaktadır. Hekimlerin toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerini almasını ve kadınların cinselliğini konuşmasına imkân tanımasını, Çocukların yetişme döneminde bedenlerini tanıması amacıyla cinsellik eğitiminin anaokulundan itibaren çocuğa verilmesini talep ediyoruz. Toplumsal sorunlara duyarlı ve sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi için nüfus politikası değil toplum politikası yürütülmesini, Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelenmesini, Kadınların ruhsal ve bedensel sağlığını bozan, riskli gebelikler ile anne-bebek ölümlerine yol açan erken yaşta evliliğin son bulmasını, erken yaşta evliliklerin önüne geçmek için ceza mekanizmaları ve devlet denetiminin işletilmesini talep ediyoruz” diye konuştu
 
Ayhan, geleneksel yapı, erkek egemen sistem ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği; kadınların karar mekanizmalarında yer almasını zorlaştırmaktadır diyerek, “ Siyasi partilerde kadınları seçimden seçime hatırlayan anlayışı kabul etmiyoruz. Kadınlar sözle değil özde desteklenmelidir.  Partilerde eşit temsil eşit katılım için değer eşitliği sistemi uygulansın! Siyasi partilerde kadın kollarına özel yetkiler verilerek, kadın örgütlenmesine özel bütçe ayrılsın. Yerel yönetimler, kadın-erkek eşitliğini sağlamada en etkin ve en verimli kurumlardır. Buna rağmen yerel yönetimlerde kadınların temsili ve katılımı yok denecek kadar azdır. Yaklaşan yerel seçimlerde muhtarlıklar, meclis üyelikleri, belediye başkanlıkları için kadın adayları destekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Ayhan, “6284 sayılı kanun kapsamında Türkiye’de 49 ilde kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin yeterli sayıda ve uzman personelle donatılarak, merkezlere daha çok bütçe ayrılmasını, ŞÖNİM’lerin şiddet mağdurlarına “tek adım” ile destek veren “tek kapılı” merkezler olmasını, bu amaçla merkezlerde sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve avukat görevlendirilmesini, ŞÖNİM çalışanlarının toplumsal cinsiyet, kadın-erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularında donatılmasını talep ediyoruz. Şiddet mağduru kadınların ilk başvuru merci olan; kolluk, aile hekimleri, öğretmenler ve muhtarların şiddetle mücadele konusunda eğitilmesini, İstanbul Sözleşmesi'nin zorunlu kıldığı cinsel şiddet kriz merkezlerinin acilen oluşturulmalısını, Medyada kadın şiddeti konusunda yayın diline dikkat edilerek, kadını ayrıştıran, cinsiyet eşitsizliği içeren yayınlara son verilmesini talep ediyoruz. Adresleri gizli olması gereken kadın sığınakları yıllardır aynı yerde ikamet ettiğinden artık parmakla gösterilmektedirler. Sığınakların yerleri derhal değiştirilmeli, hiçbir suretle adresleri paylaşılmamalıdır. Sığınakların sayısı artırılmalı, sığınaklarda verilen günlük harcırahlar kadınlara ulaştırılmalıdır. Kadın politikaları sosyal politika değildir! Sosyal yardım hattı olan ALO 183 şiddetle mücadeleye hizmet etmemektedir. Yalnızca kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet vakalarıyla ilgilenecek ve 7/24 çalışacak bir acil yardım hattının oluşturulmasını talep ediyoruz” dedi.
 
Kadınların eğitim imkânlarından yeterince yararlanamadığını işaret eden Ayhan, “ Bu durumda kadınlar; Daha az kalifiye olmakta, daha az istihdam edilmekte ve düşük ücretlere razı olmaktadır. Bu kısır döngü artık son bulsun. Çocukların bakımı için kreş, emzirme odası gibi zorunlu alanların işyerinde çalışan kadın ve erkek sayısına bakılmaksızın kurulmasını, işverenlerin para cezası ödeyerek sorumluluktan kurtulmasının engellenmesini; belediye, kamu kurum ve kuruluşlarınca bu hizmetin yaygın ve ücretsiz biçimde sunulmasını talep ediyoruz. Devletin tarım politikası kadın işgücünü etkilemektedir. Kadınlar tarım işgücünde desteklenerek, sosyal güvenceleri ve iş güvenlikleri sağlansın! Kayıt dışı işçiliğin çoğunluğunu kadın işçiler oluşturmaktadır. Kadın istihdamı desteklensin, kayıt dışı işçilik durdurulsun. Eşit işe eşit ücret verilsin, kadın dostu işletmeler öne çıkarılsın! 2010 İstihdam Genelgesi’ne dokunulmasın! Genelgenin bütün maddeleri uygulansın” şeklinde konuştu.
Kadına karşı şiddetin hiçbir şekilde gönüllü ya da zorunlu arabuluculuğun ve uzlaştırma faaliyetinin konusu olamaz diyen Ayhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kütahya’da yapılan 11.Ege Kadın Buluşması’na katılan 147 kadın olarak: Nüfus Hizmetleri Kanunu değişikliği ile getirilen “müftü” nikâhı düzenlemesi; Anayasa’nın laiklik ve ayrımcılık yasağı ilkelerine açıkça aykırı ve medeni yasa hükümlerine yönelik bir tehdit olduğundan TBMM’deki Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yetkisine sahip tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini talep ediyoruz. Kanun değişikliğinin yapılmasının akabinde bir uygulama yönetmeliği dahi çıkmadan Türkiye'nin çeşitli yerlerinde müftülerce nikahlar kıyılmış olup, Diyanet İşleri Başkanlığı bu müftülerin nikah kıyma yetkisinin henüz verilmediğini açıklamıştır.  Müftülerce yapılan nikâhlar halen geçersizdir. Anayasa Mahkemesi'ne başvuru süreci sonuçlanmamıştır. Biz kadınlar olarak bu sürecin de takipçisi olacağız” dedi. 

Editör: TE Bilişim