Gazetecilik zor zanaattır.
Yazmak, basit bir iş değildir.
Belki hafife alan çoktur ama herkes yazamaz.
Konuşmak da öyle.
Çok iyi yazanlar, çok iyi konuşamayabilir, konuşurken, istediklerini tam olarak ifade edemeyebilirler.
Çok iyi konuşup, hitabeti süper olanlar da, duygu ve düşüncelerini yazıya dökemeyebilirler.
Ben işin yazma tarafındayım. Olan ve biteni kamuoyuna aktarmak, insanları düşündürerek, o konu üzerinde bir şeyler yapmaya özendirmektir benim görevim.
Profesyonelce spor muhabirliği yapıyorum.
Hele hele tuttuğunuz şehrinizin takımının muhabirlik yapmak gibisi yoktur.
Şükürler olsun ki,
Allah bana, çocukluğumdan bu yana tuttuğum Manisaspor’un muhabiri olmayı nasip etti.
Dünyaya bir daha gelsem, sporun ve futbolun içerisinde yine olmayı, tuttuğum takımın muhabirliğini yine yapmak isterdim.
Bu mesleğe başladığım yıldan bu yana beni yakından takip edenler bilir, tarzım çok farklıdır. Önüme gelen yemeği değil, kendi yaptığım yemeği yemeyi severim. Özel haberciliğe başka bir boyut kazandırdığımı düşünüyorum. Hazırcı değil de üreterek, kafa yorarak, bir şeyleri ortaya koymayı felsefe edindim.
Mesleğimi aşkla yapıyorum.
Belki başka mesleklerin aksine az para kazanıyor olabilirim ama mütevazılık yapmayacağım (çok mütevazı olmak iyi değildir), bu şehirde “komple spor muhabiri” tanımına tam anlamıyla uyduğumu düşünüyorum.
Kompleden kastım, sadece futbol değil, tüm spor branşlarına hakim olduğumu düşünüyorum.
Yazdıklarımla bu şehirde kabul görmüş bir spor yazarı olduğumu düşünüyorum.
14 yıllık deneyimimde, doğrularımın yanlışlarımdan çok ama çok fazla olduğunu düşünüyorum.
Evet, zaman zaman hatalarım olmuş olabilir, meslek icabı sert eleştirilerim olmuş olabilir, farkında olmadan insanları kırmış üzmüş olabilirim, haberlerimle, yorumlarımla insanları farklı yöne çekebilecek algıya sebebiyet vermiş olabilirim ama buna inanın, asla art niyetli olmadım.
Dürüstçe, mertçe mesleğimin gerekliliklerini yerine getirmeye çalıştım.
Yanlış yapmış olabilirim.
Ama asla samimiyetsiz yazılar yazmadım.
Benim şahıslarla sorunum yoktur. Ben, tüm şehrin sporunu ilgilendiren konuların iyiye gitmesi için hiçbir menfaat beklemeden şahıslara ya yüklenmişimdir, ya da övgüler dizmişimdir. Bir kurumu veya şahsı çok övüyorsam doğrularından, bir kurumu veya şahsı çok yeriyorsam bu da yanlışlarındandır.
Bir konu üzerinde eleştirisel anlamda çok duruyorsam, bilin ki orada bir problem vardır.
Bu da meslek gereği oldukça doğaldır.
Tuttuğum takım bile olsa, haklıya hakkını teslim etmek gerekir.
Mesleğim icabı spor camiasında herkesle oturabilirim, herkesle konuşabilirim. Sonuçta haber benim işim. Haberin merkezinde olmalıyım ki sizlere en taze en doğru istihbaratları ulaştırabileyim.
Taş Mektep’te 3 ay önceden çekilmiş bir fotoğrafımız geçenlerde sosyal medyaya atıldı.
Manisaspor’un son kongresinden 1-2 hafta önce çekilmiş bir fotoğraf.
Karede, ben ve kardeşim Muhammet, TV’de maç izliyoruz. Mergen de yanımızda.

Manisaspor tribünlerinden, şuan ki yönetimde yedek yönetim kurulu üyesi Burak Işıklar, bu fotoğrafı sosyal medyada paylaşarak, zamanında eleştirdiğim Mergen’le oturduğumu, Mergen’den aylık para alarak çalıştığımın altını çizerek, Manisaspor’dan nemalandığımı iddia etmiş. Bir de son köşe yazımda, “anahtarları büyükşehir belediyesine verin” diye yazmama, bu şehrin valisi varken, anlam veremediğini, bu önerimle Manisa Büyükşehir Belediyespor’un maşalığımı yaptığımı vurgulamış.
Gelelim o fotoğrafın perde arkasına!
Ben, Mergen, Ömer Baygeldi ve Erhan Taşkın, bir de kardeşim Muhammet’le o gece bir araya gelecektik.
En başından söyleyeyim.
O fotoğrafı Manisaspor Başkanı Gökay Budak çekti.
Gülümseyerek, “sizi çektim, yakaladım” deyip, yanımıza geldi, bizler de güldük. Zaten dikkat edin, Mergen’in kareye bakarak gülmesi de ondan. Budak’ın geleceğinden haberim yoktu. Meğer o anda öğrendiğim kadarıyla Gökay Budak, gelmeden önce Mergen’i arıyor, “Nerdesin?” diyor, Mergen de “Mustafa’larla oturacağız. Taş Mektep’teyiz” diyor, o da geliyor.
O masaya yakın dostlarım, Ömer Baygeldi ve Erhan Taşkın biraz geç geldiler. Onlar da şahit oldular olan bitene.
Yani biz 5 kişi oturacakken, başkan adayı Gökay Budak’ın da gelmesiyle 6 olmuştuk. Budak, o masada projelerini bir bir anlattı. Mergen de başkanlığın zorluklarını kendisine tek tek anlattı. Gece geç saatlere kadar Manisaspor’un durumunu konuştuk. Daha sonra kongre yapıldı, Mergen, Budak’ı destekledi, Budak da Manisaspor’un yeni başkanı oldu.
Aradan aylar geçti. Manisaspor’un durumu daha kötüye gitti. Sürecin hep içinde olan biri olduğum için doğal olarak ben de olanlar neyse onu yazdım. Şahıslara yönelik değil Manisaspor’un iyiye gitmesi için eleştiriler yaptım.
Ve o fotoğraf bir anda sosyal medyaya servis edildi.
İnanın, çok güldüm ve çok şaşırdım.
Haa bir de fotoğraf çekilirken, yüzümü sakladığım iddia edilmiş, alnımı kaşıyordum ve TV’deki maça odaklanmıştım o esnada. Fotoğrafın çekildiğinden haberim bile yoktu. Sonradan çekildiğini öğrendim.
Yani sevgili Manisasporlular,
Üç ay önce çekilen o fotoda masaya katılan, bizimle gece geç saatlere kadar dost sohbeti eden Gökay Budak’ın ta kendisidir.
Dolayısıyla bunu aylarca telinde tutup, zamanı geldiğinde sosyal medyaya servis ettirmesini, beni Mergen’in adamı olarak lanse ettirmesini, Mergen’in desteğini alarak seçilmesine rağmen Mergen üzerinden böyle bir algı operasyonuna girişmesini, spor kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Ben Kenan Yaralı ile de otururum, Emre Hasgör’le de otururum, Mergen’le de otururum, bütün başkan adaylarıyla da otururum, bundan daha doğal ne olabilir ki?
Burada samimiyet çok önemlidir.
“Mergen’den aylık maaş alıyor” iddialarına gelince!
Ben ne Mergen’den ne de bir başkasından, kalemimi satın alma karşılığında para almadım. Almam da. Asla tenezzül etmem. Asla haram lokma yemem ve yedirtmem. Kimseye de onların istediğini yazmam karşılığında para teklifinde bulunmadım, bulunmam da.
Hakkımda ortaya atılan bu iddialar ispatlansın, fotoğraf makinemi derhal kırıp, çok sevdiğim mesleğimi bırakmazsam namert olayım!
NOT: Manisaspor’un anahtarlarının Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesine yönelik, bazı kesimler tarafından anlaşılamayan önerimle ilgili detaylı düşüncelerimi yarınki yazımda detaylı şekilde anlatacağım.