Acıdan öte öfkenin esiriyim şu an.
Öfkem bastırıyor acımı, klavyenin tuşları kırıldı, kırılacak.
 BEN İSTİFA EDİYORUM ARKADAŞ, İNSANLIKTAN İSTİFA EDİYORUM!
“Şurda şu kadar ölü, burda bu kadar yaralı.”
Yeter be…
İnsanlar, canlar, hayatlar, salt rakamlardan oluşan istatistiğe dönüştüğünden beri tiksinmekteyim insanlığımdan.
Dicle mi, Fırat mı? Hatırlamıyorum. Orda bi kuzu vardı hani. Kurt kapsa mesuldü birileri.
Elbette ki o kuzucuk da güven içinde yaşasın pek güzel de;
Yok mu arkadaş şu memlekette insanın, bir koyun kuzu kadar değeri?
Yok, lanet olsun yok…
Olsa azıcık belli olurdu bir yerlerden.
Elcek ele akan gözyaşlarından bir damla da bu tarafa düşerdi.
Kınamanın biraz ötesine geçilirdi.
Tedbir filan alınırdı hani, ne bileyim bi daha benzerleri yaşanmasın aman dikkatli olalım filan diye.
Birleşilirdi, tüm çıkar hesapları bir tarafa bırakılıp.
Ayrışılmaz, ayrıştırılmazdı böyle bir dönemde.
İçinde utanmak olurdu (azıcık ya ucundan razıyız), yapılan açıklamaların.
Gözümüzün içine baka baka  “güvenlik zaafı yok” yalanını savurdular ilk seferinde.
 Hadi safız, yedik, diyelim.  
Ama iş, “ Valla bizim bu bütün olup bitenlerde hiçbir suçumuz günahımız yok” şeklinde tercüme edilebilecek cümlelere dönüştüğünde, hele bi de densizin biri “alışmalıyız” filan dediğinde zıvanadan çıktım ben. Hiç aklı başında filan yazmıyorum bu yazıyı.
Alışmıyorum ben, alışmayacağım da.
13 yıldır her türlü yetki ve etkiler elinde olanlar değilse kim arkadaş bu işin sorumlusu?
Bizim mahallenin gece bekçisine mi, apartman yöneticisine mi soralım hesabı?
Gece bekçileri kalmadığına göre, apartman yöneticisi herhal?
Gidip adama, “yahu sen 2-3 sene önce, analar ağlamasın diye açılıp saçıldıydın, akillerin filan vardı, kadın dövmesiyle meşhur adamdan bile barış elçisi yarattıydın, n’oldu şimdi?” diye soramayacağımıza göre, kimden sorucaz biz bu terör, cinayet, şiddet, dehşet ve vahşetin hesabını?
Valla yok, sorabileceğimiz bir mercii yok. Kimsenin hiç bi konuda hiç bi günahı yok. Ne iktidarı, ne muhalefeti, zerre vicdan yapmıyor.
Yaptıkları tek şey; yaşananları şiddetle kınamak ve başsağlığı dilemek.
Çok duyarlı ve çok naziksiniz, eksik olmayın sayın siyasiler.
Sizin bir günahınız olmadığına göre, vatandaş olarak suçlu ben olsam gerek.
Bu nedenle ben bu güzel ülkeye layık bir insan olamadım.
İstifamı kabul buyurunuz lütfen.
Epeydir moda olan beddua etme hakkımı da kullanarak İnsanlığımdan istifa ediyorum ben.
Bedduam: Allah, bir gün size de ölmediğine sevinememek duygusunu yaşatsın.