FETÖ mensuplarının 15 Temmuz darbe girişimi öncesi kendi aralarında Bylock adlı kriptolu mesajlaşma programını kullandıkları tespit edilmişti. Akıllı telefonlarda bulunan Bylock adlı program FETÖ operasyonlarıyla birlikte dikkatleri üzerine çekti. Örgüt üyelerinin ise bu programın kullanıldığı telefonları piyasa fiyatının çok daha altına satmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Mevcut telefonlarından uygulamayı silen örgüt üyelerinin, arama yapılma ihtimaline karşı telefonları elden çıkarmak amacıyla gerek internet üzerinden gerekse telefonculara çok düşük fiyatlara sattığı öğrenildi.

“İnternet üzerinden fahiş fiyatlara satılıyor”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Elektrik Elektronik Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarlar Federasyonu yöneticisi ve Manisa Elektronik Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Üzen, oda üyelerinden kendilerine piyasada 2 bin lira civarı telefonların 500 lira gibi bir fiyata satıldığının iletilmesi üzerine araştırma yaptıklarını ve bazı telefonlarda geçmişte Bylock programının kullanıldığını tespit ettiklerini söyledi. Üzen, “Bunların tabi 300, 500, 600 lira gibi piyasa fiyatlarının oldukça altında olduğunu tespit ettik. Piyasada bu telefonların neden bu kadar ucuza satıldığını bir araştıralım istedik. Bu telefonların daha öncesinde FETÖ mensupları tarafından Bylock programının kullanıldığı tespitini yaptık. Bu sadece esnafa satılmıyor. İnternet üzerinden de satışı yapılabiliyor. Vatandaşlarımızın her şeyden önce satın aldıkları telefonların daha öncesinde Bylock programı kullanıldığı için sonrasında mağduriyet yaşayabileceklerini düşündük. Bu FETÖ üyesi olmaktan ya da bunlarla işbirliği içerisinde olmaktan hiçbir suçunuz yokken suçlu hale düşebilirsiniz diye vatandaşlarımızı uyarıyoruz” dedi.

“Emniyetle başları ağrıyabilir”

Vatandaşlara ve ikinci el telefon satan esnaflara uyarılarda bulunan Üzen, “Vatandaşlarımızın bu konuyla ilgili çok dikkatli olması gerekiyor. Özellikle cep telefonu sektöründeki hizmet eden esnaf ve sanatkarımız bu konuya çok dikkat etmeli. Sonrasında emniyet tarafından başları ağrıyabilir. Onun için biz Manisa’da temsil etmiş olduğumuz cep telefoncu üyelerimizi hızlı bir şekilde bilgilendirdik” diye konuştu.

“Kendilerini aklamak için yapıyorlar”

Geçmişte Bylock yüklenmiş bir telefonda, uygulama silinse dahi bazı özel yazılımlar sayesinde geçmişe dönük tarama yapılabiliyor. Ancak teknik bilgisi yetersiz vatandaşların bunu anlamasının mümkün olmadığını söyleyen Üzen, “Teknik incelemeler sonucunda ortaya çıkabiliyor. Vatandaşlarımızın bunu en pratik fiyatından anlayabilir. Fiyatının uygun olması demek bu tür cihazların daha öncesinde terör olaylarına kullanılmış olabilir. Daha öncesinde Bylock programının kullanılıp kullanılmadığı ise telefonların IMEI adreslerinden incelemeden sonra kullanıldığı tespit edilebiliyor. Bu yöntemi terör örgütlerince kendilerini aklamak adına yapılıyor. Sonrasında vatandaşlarımız çok daha mağdur oluyor. Onun için herkesin konuyla ilgili dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.

IOS ve Android işletim sistemlerinde geçmişe dönük tarama yapan uygulamaların bulunduğunu hatırlatan Üzen, “IOS ve Android işletim sistemlerinde geriye dönük kullanılan programları tarayan uygulamalar var. Bu uygulamalarla vatandaşlarımız bir nebze olsun daha öne Bylock kullanılıp kullanılmadığını anlayabilir. Onun için teknik olarak haberleşme cihazları tamircisine gidip böyle bir geriye dönük tarama yaptırarak bir nebze olsun bu telefonlarda Bylock kullanılıp kullanılmadığı tespit edilebilir” dedi.

“Wi-Fi şifrelerinizi kimseye vermeyin”

Öte yandan tanınmayan kişilere verilen Wi-Fi şifreleri ve şifrelenmemiş Wi-Fi ağları da büyük risk taşıyor. Bu Wi-Fi ağlarına sızan terör örgütlerinin işlemiş oldukları suçların, vatandaşların başını ağrıtabileceğini söyleyen Üzen, “Her müessese Wi-Fi şifresini vermemesi gerekiyor. Eğer verdiği takdirde de eğer hangi Wi-Fi’den bağlandıysa sorumluluk da o işletmenin kendisine aittir. İster istemez suçsuzken suçlu durumuna düşebilir. Evinizden bağlanır, Wi-Fi şifrenizi verirsiniz bunlar tabi tehlike saçıyor. Şimdi vatandaşlarımızın ve toplu kullanıma ait Wi-Fi’lerin tüm kesime şifrelerini dağıtmak kesinlikle doğru değil. Wi-Fi üzerinden bağlanıldığı takdirde o IP üzerinden suç işlendiği tespit ediliyor. Hangi müessese tarafından ya da hangi kişi tarafından şifre verildiyse sorumluluk tamamen kendisine aittir. Bilişim Teknolojileri Kurumu bunları tespit ediyor. Hangi IP üzerinden suç işlendiyse bilişim suçuna giriyor. Herkese Wi-Fi şifrelerimizi vermememiz gerekiyor. Vatandaşlarımızın bu konuda dikkatli olması gerekiyor. Ülkemiz terör belasıyla mücadele ediyor. Onun için vatandaşlarımız haklıyken, haksız duruma düşebilir. İnterneti kullanırken de dikkatli olunması gerekir. Wi-Fi şifrelerimizi tanımadığımız kişilere vermememiz gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: iha